MUTLU - Ingilizce'ya çeviri

happy
mutlu
memnun
hoşnut
mutluyum
kutlu olsun
sevindim
neşeli
happiness
mutlu
saadet
glad
memnun
iyi
memnuniyet
sevindim
mutluyum
happily
mutlu
seve seve
mutlulukla
memnuniyetle
bir şekilde
merry
mutlu
şen
neşeli
i̇yi
happier
mutlu
memnun
hoşnut
mutluyum
kutlu olsun
sevindim
neşeli
happiest
mutlu
memnun
hoşnut
mutluyum
kutlu olsun
sevindim
neşeli

Mutlu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Birkaç hafta sadece, mutlu olabileceği bir yer bulana kadar.
Just for a few weeks till we find a place where she will be happier.
Sizinki mutlu sonla biten bir hikaye Bayan Collins.
Yours is a story with a happy ending, Mrs. Collins.
Hepimizin mutlu olacağı bir yer yapabileceğimi düşündüm.
I thought I could make a place where we would all be okay.
Mutlu yıllar sana en iyi dileklerimizle.
Happy, happy birthday… Our best wishes come your way.
Bayanlar baylar,'' Kim Mutlu Benden?'' i dinlediniz.
Ladies and gentlemen, that was"Who's Happier Than I.
Size mutlu edecek ama belki de sizi üzecek haberlerim var.
I have news that will give you joy and perhaps also sorrow.
Onun odasına girdiğin için mutlu olacağımı düşünmedin değil mi?
You didn't think I would be pleased you went to his rooms did you?
Bütün fanları mutlu olacak Heyecandan bahsetmeye gerek yok.
All her fans will be delighted Not to mention quite excited.
Siz de mutlu olmalısınız.- Mutluyum çünkü.
I am happy. You should both be happy as well.
Herkes mutlu mutlu mutlu olacak Tamam mı?
Everybody will be happy, happy, happy. All right?
Yıl boyunca birlikte mutlu yaşayan yaşlı bir çift varmış.
There was an elderly couple who were happy together for 80 years.
Herkes mutlu mutlu mutlu olacak Tamam mı?
All right? Everybody will be happy, happy, happy?.
Ben mutlu edecek büyük bir sırrı açıklayacak geldiniz.
I have come to tell you a big secret that will make you happy.
Elbette mutsuz. Mutlu olsaydı orada olmazdı zaten.
If he were happy, he wouldn't be there. Of course he's unhappy.
Çok mutlu bir gün.
Very happy, happy day.
Mutlu gün.
Happy, happy day.
Duydum. Mutlu sonla biten bir trajedi.
A tragedy with a happy ending. I have heard that.
Charles önündeki mutlu zamana gıpta ediyorum.- Sahi mi?
I envy the happiness ahead for you-You think not?
Mutlu, mutlu.- Hayır.
Happy, happy, happy. No.
Bayanlar dönüşünüzden çok mutlu olacaklar, Majesteleri.
About your return, Majesty. The ladies will be delighted.
Sonuçlar: 55439, Zaman: 0.0326

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce