Bir deyim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Evet, ama o bir deyim değil.
Kasanın kapısının arkasında, Eski Yunanca bir deyim var.
Edo Döneminde, kibar hayat kadınlarının kullandığı bir deyim.
Dostum, bu bir deyim.
Çirkin bir deyim, bilirsin.
Bak Don, öncelikle o eski bir deyim değil.
Biraz teknik bir deyim.
Çok eski bir deyim.
Baba, o sadece bir deyim.
Bu komik bir deyim.
Hayır, ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir deyim olduğu için kullandım.
Gözler önüne sermek'' güzel bir deyim değil, canım. Korkarım ki'' istekli'' de öyle.
Zaten, bence. Bu durumda yanlış bir deyim olduğunu”, diye cevap verir.
Fransızcada bir deyim vardır,'' se mettre le doigt dans loeil,'' parmağını gözüne sok anlamına gelir.
Tabi ki bu şok edici bir deyim çünkü söz konusu olan ABDdir,
yani kasıtlı olarak muğlak bir deyim seçiyorlar; amaçları devletle ilgili bütün sorunlardan kaçabilmektir!
Judge Rittenband benden Bay Polanskiyi inceleyip o sırada akli dengesi bozuk bir cinsel suçlu olup olmadığını belirlememi istedi bu yasal bir deyim, akli dengesi bozuk olduğundan cinsel suçlar işlemeye eğilimi olup başkaları için tehlike arz eden bir insan anlamına geliyor.
Ancak, bu koşul bir çok farklı sonuçlara sahip olmak yerine bir ya da bir deyim olduğu için, alternatif içeriği başka herhangi bir koşul altında basmak üzere eklentiye talimat vermek için“ else” in yapısını kullanırız.
bağımsızlığı konusunda uzman bir deyim itirazlar sebebiyet vermediği anlamına yeterliliğine içerdiğini sağlanan.
genişletmek için mükemmel bir mantık sağladı” diyor Microsoftun Xbox Live Arcade grup yöneticisi Greg Canessa Bir deyim.