Bir tabut Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu günden sonra senin olacak tek şey bir tabut.
Gidip mezarcı Thompsonla konuşacağım. Bir tabut ve araba ayarlayabilirim.
Yoksa benim için de bir tabut hazırlaman gerekecek.
Bu gece Vlissingen İstasyonuna vardığımda trenden bir tabut indiriyorlardı.
Generalin ipek astarlı, altı kulplu bir tabut gönderdiğini de müjdele.
Bu çardağı yıkar, onun yerine senin erkekliğin için bir tabut yapardım.
Altın ve bronz bir tabut istiyorum.
zaman yerine bir tabut içinde yaşardım.
Ve sonra duydum bir tabut kaldırdılar.
İçi mavi saten kaplı bir tabut alalım.
Gerçeğe dönecek olursak 10 yıldır kapalı duran bir tabut var. Yani ciddi çürümeler olmuş olmalı.
Balıkçı oğlu bir tabut içinde savaştan eve geldi Kral kahramanca ölümü tanınması 100 altın parçaları gönderdi.
Hakim şövalye bulunan bir tabut içinde kilitli ve niyetinin olduğunu sorar olduğunu farkında aslında.
Yıl önce,… Johnun karısı boş bir tabut defnettirmişti. Katili Calvin Bradleyi yakalatacak delilimiz bile yoktu.
Blossom ailesi boş bir tabut gömdü, ve Jasonnın ölümünün kaza sonucu olduğuna hükmedildi, Cherylnin anlattığı hikaye dilden dile dolaştı.
Sadece bana bir tabut ve bir rahip ver gitmek için iyi olacağım.
Kadın eylemciler, eski eşi tarafından öldürülen Ayşe Paşalı için temsili bir tabut taşıyor.[ Reuters].
Başarırsam da tamamıyla öldükten sonra gömülmek istiyorum, çünkü yeryüzünde bir tabut içinde uyanmak hiç hoş olmaz.
Hayatının son yıllarını, güvenli bir biçimde, ölüm hissini yaşamasını sağlayacak uç bir makina; mekanik bir tabut yapmak için harcamıştır.
adama bir tabut gerekir.