Bir tutku Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu bir tutku oyunu.
Iole Costa, bir tutku kalkındırırken canım ona.
Onların arasında bir tutku yok çünkü.
Berrak bir tutku: ihtiyacımız olan şeyin değişimi sağlamaya çalışmamız olmasıdır.
Oyunculuk sizin için bir tutku mudur?
Sonradan bir tutku haline geldi.
Bir tutku kokteyli.
Bu bir tutku.
Jimnastik sizin için bir tutku mu?
Bu benim için bir tutku, anlarsın ya?
Benim için artık bir tutku.
Moda benim için bir tutku.
Gazetecilik benim için bir tutku.
Kabul etmelisin ki,… aranızda bir kıvılcım… bir tutku var!
Amerikan klasik arabalar için araba hobisi onun bir tutku.
Saat takmayı bir tutku.
Nükleer fizik benim için bir tutku.
Tarihi korumaya ve eserleri müstehcenlikten kurtarmaya yönelik bir tutku.
Dans benim için bir tutku.
Deniz de benim için bir tutku.