Davamda Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir davan var, Roland Hlavin.
Savcının bir davayı kazanmasına imkan yok.
Bu bizim davamız değildi, bu kurbanı sen seçtin.
Ryan Tillman cinayeti davasından da bu kadar emin miydiniz?
Bayan Lancein davadan alınması için itiraz ettiğimde bunu göreceğiz.
Gluant davasına ne gerektiğini biliyorum.
Patrick Spring davasından dolayı cesetleri transfer etmediniz mi?
Davam kapandı. Delillerinin kaybolduğunu iddia ediyorlar.
Bu ilk davan mı, Detektif?
Ne halt yemeye benimle davan varken Pennsylvaniaya gittin?
Benim davam bu, sizinkiyle ne yaptığınız umurumda bile değil.
Hayır, Bayan Hewesu Frobisher davasından çok daha uzun süredir soruşturuyoruz.
Hayır, her davadan sonra düşünmek için bir yerlere giderim.
Eğer davayı kaybedersek, Ericanın ihtiyacı olduğu tedaviyi almasına imkan yok.
Bu davadan vazgeç dediğimde, öneri değildi, emirdi.
Telekulak davasındaki gazeteciler Üsküp mahkemesinin kararına itiraz edecekler.
Leonun onu Tivoli davasından alacağını düşünüyor ve--.
Orloff davasındaki lif analizi. İstediğiniz gibi, efendim.
Çünkü Wallace davasındaki gelişmelerle ilgili bilgilendirilmek istediğimi biliyordu.
Senin davan olsa, kanıt bulmam için bana yalvarırdın.