ELIMDEKI - Yunan'ya çeviri

έχω
var
yok
sahip
zaten
daha
olduğunu
elimde
aldım
yanımda
στο χέρι
κρατάω
tutuyorum
tutarım
tuttum
elimde
saklıyorum
saklarım
tutacağım
tutayım
tutun
είχα
var
yok
sahip
zaten
daha
olduğunu
elimde
aldım
yanımda
στα χέρια
έχει
var
yok
sahip
zaten
daha
olduğunu
elimde
aldım
yanımda
έχουμε
var
yok
sahip
zaten
daha
olduğunu
elimde
aldım
yanımda
ό
her
şey
şeyi
ne
herşeyi
daha
gelen her şeyi
olursa
derse
πήρα
alıyorum
alırım
götürüyorum
ben alıyorum
aldım
arıyorum
alacağım
alayım
ararım
elde

Elimdeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Korkarım elimdeki tek iyi haber bu.
Φοβάμαι πως αυτά είναι τα μόνα καλά νέα που έχουμε.
Elimdeki en iyi fotoğraf bu kartın üstünde.
Έχει πάνω την καλύτερη φωτογραφία μου.
Elimdeki bu silahı görüyor musun?
Βλέπεις το όπλο στα χέρια μου;?
Elimdeki kıymıklara bak bir de senin elindekilere bak.
Κοίτα τις ακίδες στο χέρι μου… και κοίτα τις ακίδες στα δικά σου.
Elimdeki kumandayı fark etmişsinizdir.
Ίσως παρατηρήσετε ότι κρατάω τηλεκοντρόλ.
Aslına bakarsanız biyolojik babama ait elimdeki tek resim.
Βασικά, είναι η μοναδική φωτογραφία που έχω από τον βιολογικό μου πατέρα.
Elimdeki tek doz bu.
Μόνο αυτό έχουμε.
Elimdeki tek şey içimdeki ses ve New Salem postane mühürüydü.
Το μόνο που είχα ήταν ένα προαίσθημα και μία σφραγίδα του Νιου Σέιλεμ.
Elimdeki veriler Grimleynin geleceği olduğunu söylüyor, oldukça kârlı bir maden.
Η μελέτη μου αποδεικνύει ότι το Grimley έχει μέλλον.- Το ορυχείο είναι κερδοφόρο.
Elimdeki müsli biter bitmez yulafa başlıyorum.
Γράφω πάντα στο χέρι, μόλις τελειώσω αρχίζει η πληκτρολόγηση.
Elimdeki tek şey buydu.
Αυτό είναι το μόνο που είχα.
Elimdeki silahları görmüyor musunuz?
Δε βλέπετε ότι έχουμε όπλα;?
O odaya geri dönmeliyim ama Skinner elimdeki tek anahtarı aldı.
Πρέπει να ξαναμπώ μέσα στο δωμάτιο, αλλά ο Σκίνερ έχει το μοναδικό κλειδί.
Elimdeki fotoğraf makinası sayesinde tabi.
Φυσικά με τη φωτογραφική μου μηχανή στο χέρι.
Bu elimdeki tek örnek.
Αυτό έχουμε μόνο.
Elimdeki tek şey buydu ve bunu benden aldın.
Μόνο αυτό είχα, και'συ μου το στέρησες.
Şu anda önemli olan bu. Elimdeki tek güç bu.
Είναι το μόνο που έχει σημασία για μένα τώρα.
Katherine ile ilgili elimdeki ipucunu Elena çaldı.
Η Ελένα έκλεψε την πληροφορία που είχα για την Κάθριν.
Elimdeki tek şey… 36 yıldır elimdeki tek şey… soğuk, katı gerçeklik.
Το μόνο που είχα για 36 χρόνια ήταν η σκληρή πραγματικότητα.
Bu konuda çok düşündüm fakat elimdeki tek seçenek buydu.
Το σκέφτηκα πάρα πολύ. Αλλά αυτή ήταν η μόνη επιλογή που είχα.
Sonuçlar: 258, Zaman: 0.0577

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan