Garson Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Garson, kes şu uyuz ıslığı.
Akşam yemeğinden iki garson ve karavan parkından gelen komşusu vardı.
Garson bulunur mu burada?
Ayrıca garson üniformasıyla güzel görünüyordun.
Los Angelesta garson bulamaz mıyım?
Garson, hesap lütfen!
Garson, bir ev salatası, ama bildik sos konmasın.''.
Garson, iyi misin?
Garson yok.
Garson figüranları çağırın.
Garson maaşıyla böyle bir yerde nasıl kalıyormuş?
Üniforma yok, Garson çocuklar dışarıda, Bence mükemmel uyacağım.
Tim Duke, garson… onu bu olaydan önce tanıyor muydunuz?
Garson! Hesap!
Garson, bana köpüksüz bira getir.
Henry Jekyllin Garson adında bir uşağı varmış.
Garson ve Barista aranmaktadır.
Garson sorar:'' Doldurayım mı?
Piknikte garson olmaz ama.
Yoksa hayatım boyunca garson rolü oynayacağım demektir.