Garsonun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Garsonun yarısını mı?
Garsonun biri yemeğime pislik koyacak diye en sevdiğim lokantama gidemiyorum.
Senin garsonun gibi mi duruyorum?
İki müşteriyi öldürmüşler, garsonun birini alnının ortasından vurmuşlar.
Garsonun servis bardağından parmak izi alındı.
O benim çantam değil. O garsonun çantası.
Restorana gittiğinizde, garsonun sizin gıda alerjiniz olduğunu bilmesini sağlayın.
Garsonun ise deri dokusu vardı.
Önce garsonun günün yemeklerini sayışını dinleyeceğiz.
Sinyora, üzgünüm, ama bu garsonun ilk günü.
Garsonun bunu istemedi.
Garsonun boynuna serada neden çivi geçirdiler?
Yüklü bahşiş garsonun bize bunu anlatması için hatırlamasını sağlayacaktı.
Görgü tanıkları garsonun duyduğu sesin aynısını duyduğunu söylüyorlar.
Garsonun beni unuttuğuna inanmıyorum. Ben, ben daha.
Evet senin garsonun.
Garsonun dikkatini çekmek için parmak şaklatmam gerekti.
Bu Holly, yeni garsonun.
En iyi kısmıysa, garsonun sırtımdan su dökmesiydi.
Sipariş vermek için garsonun gelmesini beklemek.