IMKÂN - Yunan'ya çeviri

περίπτωση
vaka
ihtimal
örnek
anında
durumda
imkan
olayda
halinde
davada
dava
τρόπος
nasıl
çare
yolu
yol
tarzı
yöntemi
şekli
şekilde
biçimi
modu
μπορούμε
edebilirim
olabilirim
yapabilirim
verebilirim
alabilirim
mümkün
bir
belki
acaba
daha
δυνατότητα
mümkün
yeteneği
özelliği
olasılığı
imkanı
potansiyeli
fırsatı
olanağı
seçeneği
kapasitesi
ευκαιρία
şans
fırsat
imkanı
μπορώ
edebilirim
olabilirim
yapabilirim
verebilirim
alabilirim
mümkün
bir
belki
acaba
daha
μπορεί
edebilirim
olabilirim
yapabilirim
verebilirim
alabilirim
mümkün
bir
belki
acaba
daha
μπορείς
edebilirim
olabilirim
yapabilirim
verebilirim
alabilirim
mümkün
bir
belki
acaba
daha
τρόπο
nasıl
çare
yolu
yol
tarzı
yöntemi
şekli
şekilde
biçimi
modu

Imkân Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Nerede olduklarını bilmemize imkân yok.
Δεν υπάρχει τρόπος να γνωρίζουμε που είναι.
Cazibene şüphe yok, Romeo ama kadının kabul etmesine imkân yok.
Δεν υποτιμώ τη γοητεία σου Ρωμαίο, αλλά δεν υπάρχει περίπτωση να το κάνει.
Hadi onlara imkân verelim, hadi onlara sözcükleri verelim.
Ας τους δώσουμε τον τρόπο, ας τους δώσουμε τις λέξεις.
Yapma, kazanmana imkân yok.
Έλα τώρα. Δεν μπορείς να νικήσεις.
Düşman olmasa savaşa imkân yoktur.
Χωρίς εχθρό δεν μπορεί να υπάρξει πόλεμος.
Diğer çocuklarla mücadele etmeme imkân yok.
Δεν μπορώ να συναγωνιστώ τ' άλλα παιδιά.
Bizden birinin onlardan birinin üstü olmasına imkân yok.
Ξέρω πως δεν υπάρχει περίπτωση κάποιος από μας να είναι επικεφαλής τους.
Kaç tane saldırgan olduğunu bilmemize imkân yok.
Δεν υπάρχει τρόπος να γνωρίζουμε πόσοι άλλοι επιδρομείς είναι εκεί έξω.
Benim seni düzeltmeme imkân yok.
Δεν έχω τρόπο να σε φτιάξω.
Emin olmamıza imkân yok.
Δεν μπορείς να είσαι σίγουρη γι'αυτό.
Birinin girmesine imkân yok.
Δεν μπορεί να μπει κανείς.
Bunu John McEnroenun yapmasına imkân yok.
Δεν υπάρχει περίπτωση να το έκανε αυτό ο Τζον Μακενρό.
Üzgünüm ama istediğinizi yapmama imkân yok.
Λυπάμαι, αλλά δεν υπάρχει τρόπος να κάνω αυτό που μου ζητάτε.
Bunu teşhis etmeme imkân yok.
Δεν έχω τρόπο να το διαγνώσω αυτό.
Benim ne istediğimi bilmene imkân yok.
Δεν μπορείς να ξέρεις τι θέλω.
Geçiş parolaları olmadan içeri girmelerine imkân yok!
Δεν υπάρχει περίπτωση να μπουν εκεί μέσα χωρίς τους κωδικούς πρόσβασης!
Artık bizi izleyip izlemediklerini anlayamıyoruz bu yüzden bir ajanla görüşmesine imkân yok.
Δεν ξέρουμε πια πότε μας παρακολουθούν, άρα δεν υπάρχει τρόπος να συναντήσει κανείς πράκτορα.
Bu gece bir araya gelip notlarımızı karşılaştırmak istemene imkân var mı?
Υπάρχει περίπτωση να θες να βρεθούμε αργότερα απόψε και να ανταλλάξουμε σημειώσεις;?
Dışarı çıkarmama imkân yok.
Δεν υπάρχει τρόπος να τις βγάλω έξω.
Ama tüm stoğumun zehirli olmasına imkân yoktu.
Όμως δεν υπάρχει περίπτωση όλο μου το στοκ να ήταν χαλασμένο.
Sonuçlar: 137, Zaman: 0.0715

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan