Mahsuru Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Mahsuru var mı?
Tüm paramı çekmemin bir mahsuru yok, değil mi?
Ceketimi çıkarmamın mahsuru var mı?
Eğer mahsuru yoksa bırak da bu konuyu ben konuşayım çocuklarımla.
Hiçbir mahsuru yok.
Bir mahsuru yok.
Vaftiz törenini ben icra edeceğim, eğer bir mahsuru yok ise.
Eşiniz kalıyor mu? Onu kanatlarımızın altına almamızın bir mahsuru var mı?
Bu akşam evde Sallyle baş başa kalmamızın mahsuru var mı?
Benim için mahsuru yok.
Adamlarımın bilgisayarını ve masanı aramasının bir mahsuru var mı?
Yola çıkmadan şarabımı bitirmemin mahsuru var mı?
Partilerde çekmenin hiçbir mahsuru yok, ama tüm gün uçmak farklı!
Onları sevdiğimden benim için mahsuru yok tabii.
O halde ailenin mal varlığına el koymamın ve hediyem olarak halka sunmamın sence mahsuru yoktur.
Bayan Gray, sizin için de bir mahsuru yoksa Angelanın odasına bakabilir miyim?
Mahsur kaldığınızda ne yapmalısınız?''.
Akıllı telefonumu kullanamadığımda, bir yerlerde mahsur kalacağımdan korkarım.
Birlikte çalışmanın güzel bir yolunu bulmadıkça tüm hafta sonu boyunca burada mahsur kalacaksınız.
Yani, Lea Thompsona kadar öyleydi O ve ben asasansörde mahsur kaldık.