Puslu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Puslu eski çağlardan bu yana ilahi arayış
cinayet çok ciddi fikirli kişiler, puslu ormanda kaybolur ve antik duvarlar tökezledi var.
Bu o da büyük bir tıbbi etkiye ama meyveli, puslu aroma verir sadece.
Puslu, bu yaptığının çok iyi bir açıklaması olduğuna eminim o yüzden neden dışarı gelip bize bunun ne olduğunu anlatmıyorsun?
Asla unutma, Puslu, ne olursa olsun, sen hâlâ bir Aralık çocuğusun.
panel yanarken çok belirsiz ve puslu görünüyor.
kendimi her sabah puslu Seattleda uyanırken buldum
Bu ağaçtan ağaca puslu arapsaçı oldu Her şeyin bu kadar gizemli bir görünüm yaptı.
bakır ve puslu ve antik renk var.
paneller parladığında belirsiz ve puslu görünmektedir.
Puslu bir sabahta hareket eden bir tren gibi sen…'' Yağmurda sallanan bir köprü gibi ben''.
bir yudum şarap için Puslu sabah ve akşam fırtınasında.
Çözünürlük H20: 25 mg/ mL, hafifçe puslu olacak şekilde temizlenebilir.
Sylvan tepeleri ve puslu dağlar, kilise çanları yankısı
kendimi her sabah puslu Seattleda uyanırken buldum
O tropikal yerleşim nadir bir ılıman iklime sahip Blessed, ve puslu yeşil yamaçlarda
Lâkin hiç çıkarmadı aklından mehtapla aydınlanan puslu dağları meşale gibi yanıp tutuşan ağaçları
Moving on dokları çok uzak olmayan hafif loş bir sıralama sonunda geldi ve duyulan bir sahipsiz hava gıcırdayan ve yukarı bakarak kapı üzerinde sallanan işareti gördüm hafifçe üzerine beyaz boya,''- puslu sprey, ve altında şu sözlerle uzun boylu bir düz jet temsil.
projektör ışığı gibi efekt yaratmak genelde puslu bir harikalar diyarı benzeri bir his gösterebilir,
yalnızca felsefe fantezisinin puslu semalarında bulunan genel insanın çıkarlarınısavunuyordu bu bilinç.