CANDLESTICKS in Turkish translation

['kændlstiks]
['kændlstiks]
şamdanları
damascus
candlestick
chandelier
candelabra
of candlesticks
muma
candle
wax
candlestick
şamdan
damascus
levant
şamdanlar
damascus
candlestick
chandelier
candelabra
of candlesticks
şamdanlarından
damascus
candlestick
chandelier
candelabra
of candlesticks
şamdanlarını
damascus
candlestick
chandelier
candelabra
of candlesticks

Examples of using Candlesticks in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
For breaking the Shabbat candlesticks. I said nothing when you were blamed.
Şabat şamdanlarını kırmakla suçlandığın zaman da ben bir şey söylememiştim.
The Jamesons for the crystal candlesticks, and the Sullivans for the silver?
Bir dakika. Jamisonlar kristal şamdanları getirmişti. Sullivanlar da gümüş olanları mı?
They're gone. The candlesticks.
Şamdanlar… onları da almış.
Constance, you were by the bay windows… holding the candlesticks.
Constance, sen körfez camındaydın… şamdanları tutarken.
Where are the candlesticks? Paulette.
Şamdanlar nerede? Paulette.
So he heisted some ashtrays and candlesticks.
Yani bazı kül tablaları ve şamdanları çaldı.
Those candlesticks?
Şu şamdanlar?
Indeed? It was I who was originally to take those candlesticks.
Öyle mi? Esasında şamdanları götürecek olan bendim.
Candlesticks.- Which period?
Şamdanlar.- Hangi dönem?
Yes? That the candlesticks which you so kindly promised to take to Petersburg?
Büyük bir incelikle Petersburga götürmeyi kabul ettiğiniz şamdanları… Evet?
I want brass candlesticks and a clock on the mantel.
Pirinç şamdanlar, ve şömine üzerinde bir saat.
Madame Gilot, fetch the silver candlesticks.
Gilot, şamdanları getirin.
Thanks for the candlesticks.
Şamdanlar için sağ ol.
For dinner tonight. I have put out the Rundell candlesticks.
Bu akşamki yemek için yuvarlak şamdanları çıkardım.
Candlesticks.- Which period?
Hangi dönem? Şamdanlar.
And the candlesticks Mama gave me.
Ve annemin verdiği şamdanları.
What are these ornaments, candlesticks?
Nedir bu süslemeler, şamdanlar?
This.-Candles, garden ornaments and candlesticks.
Bu. -Mum, bahçe süsleri ve şamdanlar.
It.-Candles, garden ornaments and candlesticks.
Bu. -Mum, bahçe süsleri ve şamdanlar.
The silver candlesticks.
Gümüş şamdanlar.
Results: 118, Time: 0.0634

Top dictionary queries

English - Turkish