ELECTRONICS in Turkish translation

[ˌilek'trɒniks]
[ˌilek'trɒniks]
elektronik
electronic
electrical
electronically
aletler
tool
device
instrument
thing
machine
equipment
dick
cock
gadget
rig
elektroniği
electronic
electrical
electronically
elektronikler
electronic
electrical
electronically
elektronikleri
electronic
electrical
electronically

Examples of using Electronics in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
He worked at Hansin Electronics.
Hansin Elektronikte çalıştı.
Donnelly, really, has anything to do with electronics.
Donnelynin elektronikle bir ilgisi olduğunu sanmıyorum.
I imagine electronics is a profitable field these days.
Bu günlerde elektroniğin kârlı bir iş olduğunun farkındayım.
Works for Mars Electronics.
Mars Elektronikte çalışıyor.
But aren't you interested in electronics?
Ama elektronikle ilgilenmiyor musun?
Wick, our whole cover is supposed to be that Logar Electronics has sabotaged our equipment.
Wick, tek paravanımızın Logar Elektronikin bizim ekipmanlarımızı sabote etmesi olması gerekiyor.
The principles of modern electronics. transistors
Modern elektroniğin ilkeleri, transistörler
Goddamn shame the Japs pulled ahead in electronics.
Japonların elektronikte ileride olmaları utanç verici.
Asians know electronics. And fish.
Asyalılar elektronikten ve balıktan anlar.
Got over 200 grand in jewelry and electronics.
Mücevherler ve elektroniklerle… birlikte 200.000 den fazla kaldırmışlar.
It must have affected surface electronics.
Yüzey elektroniklerini etkilemiş olmalı.
Just save my Electronics.
Beni şu elektronikten kurtar dişimi kıracam valla!
We're gonna confiscate all your electronics, starting with your phone.
Tüm elektroniklere el koyacağız ve buna telefondan başlıyoruz.
Starting with your phone. We're gonna confiscate all your electronics.
Tüm elektroniklere el koyacağız ve buna telefondan başlıyoruz.
He was the first person I met that knew more electronics than I did.
Elektronikten benden daha iyi anlayan, tanıdığım ilk kişiydi.
Hua-Hsing Electronics got the contract.
Hua-Co Elektronikin sözleşmesi var.
But our POS system is down. All electronics are supposed to be 25% off.
Tüm elektroniklerin% 25 indirimde olması gerekiyor ama POS sistemimiz çöktü.
Making bomb, working with electronics, welding metal.
Bomba yaparak, elektronikle uğraşarak… metale kaynak yaparak.
So, um, electronics, all electronics..
Pekala… elektronik aletler, bütün aletler,.
Electronics store, you hate that place.
Elektronikçi dükkânı. Oradan nefret ediyorsun.
Results: 1092, Time: 0.0604

Top dictionary queries

English - Turkish