JAYDEN in Turkish translation

jaydenı
jayden

Examples of using Jayden in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Jayden's the one.
Aradığımız kişi Jayden.
That will be enough, Jayden.
Bu kadarı yeter, Jayden.
I like your name, Jayden.
İsmini sevdim Jayden.
I do not Jayden.
İnanmıyorum, Jayden olmaz.
Jayden.- Watch your tone.
Jayden.- Laflarına dikkat et.
Jayden, what are you doing?
Jayden, ne yapıyorsun?
Watch your tone.- Jayden.
Jayden.- Laflarına dikkat et.
Madison and Jayden are best friends.
Madison ve Jayden en iyi arkadaşlar.
Jayden, would you introduce yourself?
Jayden, kendini tanıtır mısın?
But Jayden won't come forward.
Ama Jayden yardım etmedi.
We're calling him Jayden for now.
Şimdilik ona Jayden diyeceğiz.
Colonel Jayden also receives the bomb coordinates.
Albay Jayden da bomba koordinatlarını alır.
You're going to be OK, Jayden.
İyi olacaksın Jayden.
Jayden, can you slow down, please?
Jayden, yavaşlar mısın lütfen?
That's our oldest, Jayden, A.K.A. Dahmer.
Bu bizim en büyüğü Jayden, nam-ı diğer Dahmer.
Jayden, we have to do something about this.
Jayden, bu konuda bir şey yapmalıyız.
And Jayden and Brayden, they need their mama.
Jaydenın ve Braydenın annelerine ihtiyaçları var.
You were good back there with Jayden.
Jayden ile konuşurken iyi iş çıkardın.
What are our options besides jayden michael tyler?
Jayden Michael Tylerdan başka hangi seçenekler var?
Jayden, why are you wearing that hood?
Jayden, o kukuletayı neden takıyorsun?
Results: 73, Time: 0.0386

Top dictionary queries

English - Turkish