KILBURN in Turkish translation

kilburn

Examples of using Kilburn in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Because Kilburn is so much more real.
Çünkü kilburn çok daha gerçekçi.
Still living in Kilburn all alone?
Hala Kilburnda yalnız yaşıyor?
Dr Kilburn told him Charlie died of gastroenteritis.
Doktor Kilburn Charlienin mide iltihabından öldüğünü söyledi.
It's coming down the Fleet and Kilburn Rivers.
Fleet ve Kilburn nehirlerinden aşağıya iniyor.
Model number 11, the"Kilburn Kutters.
Numaralı model,'' Kilburn Kutters'' a.
It was posted by a sophomore named Andrew Kilburn.
Andrew Kilburn adında bir öğrenci tarafından gönderilmiş.
Remember that Andrew Kilburn guy and his review?
Kafama birşey takıldı; Andrew Kilburn denen adamı ve araştırmasını hatırlıyor musun?
With 80 points, West London's the Kilburn Kutters.
Puanlı, güney Londradan the Kilburn Kutters.
It was posted by a sophomore named Andrew Kilburn.
Andrew Kilburn adında bir öğrenci tarafından yayınlanmış.
Because Kilburn's so much more real. Why the move?
Çünkü kilburn çok daha gerçekçi. Niye hamle?
Why the move? Because Kilburn's so much more real?
Çünkü kilburn çok daha gerçekçi. Niye hamle?
Did you know there are still some Roman soldiers camped out by the Kilburn River?
Kilburn Nehri kenarında kamp kurmuş Romalı askerler olduğunu biliyor muydun?
Kilburn Jerry. Slasher. The Duke.
Kilburn Jerry. Slasher. Dük.
Kilburn Jerry. Slasher. The Duke.
Kilburn Jerry. Dük. Slasher.
Kilburn Jerry. Slasher. The Duke.
Kilburn Jerry, Duke, Slasher.
Until one of them, Kilburn Jerry… shoots himself stone dead.
İçlerinden biri, Kilburn Jerry k endini vurup öldürene kadar.
Morty was still shut up in the van with the headless body of Kilburn Jerry.
Morty hala Kilburn Jerrynin başsız cesediyle minibüsün arkasında.
Poor Kilburn. He had so much to offer the world.
Zavallı Kilburn. Dünyaya sunacak çok şeyi varmış.
He had so much to offer the world. Poor Kilburn.
Zavallı Kilburn. Dünyaya sunacak çok şeyi varmış.
Until one of them, Kilburn Jerry… shoots himself stone dead.
İçlerinden biri, Kilburn Jerry… kendini vurup öldürene kadar.
Results: 85, Time: 0.0457

Top dictionary queries

English - Turkish