Examples of using Tonsils in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Your height, your hair color, and she has no tonsils.
Hamile. Senin kilonda, saç rengi seninkiyle aynı, ve bademcikleri yok.They're like tonsils now.
Rest your tonsils. We're a-goin', and you're comin.
Gidiyoruz ve sen de geliyorsun. Bademciklerini dinlendir.Bill Edward's tonsils.
Bill Edwardın bademcikleri.I gotta find Johnny Golden Tonsils.
Johnny'' Altın Bademcik'' i bulmalıyım.And feeding them to you. If norm was here, he would be tearing out your tonsils.
Eğer Norm burada olsaydı, bademciklerini çıkartır seni onlarla beslerdi.Inspector Gadget, inspect those tonsils.
Müfettiş Gadget, teftiş et bademcikleri.Tonsils. Twins?
Ikiz mi? Bademcik.Yeah.- Bill Edward's tonsils.
Evet. Bill Edwardın bademcikleri.Twins? Tonsils.
Ikiz mi? Bademcik.Bill Edward's tonsils.- Yeah.
Evet. Bill Edwardın bademcikleri.Abscessed tonsils. Josiah, the hunter.
Avcı Josiah. Bademcik iltihabı.His appendix and tonsils. Thank God he's still got.
Tanrıya şükür ki, apendiksi ve bademcikleri yerinde.Josiah, the hunter. Abscessed tonsils.
Avcı Josiah. Bademcik iltihabı.Abscessed tonsils.
He was called Golden Tonsils.
Ona bağlanmıştı.'' Altın Bademcik.His stomach is soft; the tonsils are the colour of cardboard.
Karnı yumuşak; bademcikleri karton renginde.Taste buds… tonsils… epiglottis.
Tat alma cimcikleri, bademcik, epiglotlar.Legs not tonsils.
Bacak lazım bademcik değil.It's because I have a big mouth and tonsils.
Bademciklerim ve ağzım büyük olduğundan.
