Examples of using Çaydanlık in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Güzel bakır çaydanlık.
Pretty copper kettle.Parlak bakır çaydanlık.
Bright copper kettle.Siz gittikten sonra… Güzel bakır çaydanlık Parlak bakır çaydanlık.
Pretty copper kettle, bright copper kettle.Parlak bakır çaydanlık Pırıl pırıl bakır çaydanlık.
Bright copper kettle♪ pretty copper kettle♪.Siz gittikten sonra… Güzel bakır çaydanlık Parlak bakır çaydanlık.
Been such an age since… Pretty copper kettle, bright copper kettle.Güzel bakır çaydanlık.
Pretty cuppa kettle.Belki de çaydanlık.
Maybe the kettle.Şu andan itibaren kendi başına demlik ve çaydanlık olabilirsin, kaltak.
You can be the pot and kettle all by yourself from now on, biatch.Masadaki mavi şişe. Çaydanlık, testere.
The blue bottle on the table, the kettle, the saw.Hey, minyatür çaydanlık… bardak gibi şeyler var mı?
Miniature teapots, cups and stuff? Oh, hey, do you have any,?Hey, minyatür çaydanlık… bardak gibi şeyler var mı?
Hey, do you have any, um, miniature teapots, cups and stuff?Çaydanlık sıra dışı
That the teapot possesses extraordinaryÇaydanlık bizde olduğu sürece her şey iyi olacak.
Sobanın üzerinde çaydanlık var.
There was a kettle on the stove.Bu çaydanlık leş gibi.
This kettle's minging.Çaydanlık dilekleri mi gerçekleştiriyor?
That kettle grants wishes?Çaydanlık kaynıyor.
The kettle's boiling.Çaydanlık bulun!
Çaydanlık ötmeye başlayıncaya kadar bekle.
Wait till the kettle begins to sing.
