Examples of using Çekmeceden in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eve girdiğinde çekmeceden almış olmalı.
Bu zarfı çekmeceden çıkarıp ona vereceksiniz.
Raoul, çekmeceden peçete halkalarını getirebilir misin?
Bana çekmeceden fişleri getirir misiniz?
Çekmeceden bir şey aldı sanırım.
Çekmeceden. Hesabında para yok.
Çekmeceden. Hesabı tam takır kuru bakır.
Raoul, çekmeceden peçete halkalarını getirebilir misin?
Çek elini çekmeceden.- Lütfen Crumb.
Tom çekmeceden tirbuşonu çıkardı ve Marynin getirdiği şarap şişesini açtı.
Çekmeceden değil.
Sini de çekmeceden çıkardın, ha? Sen napıyon?
Şu çekmeceden 50 rupi al.
Çekmeceden yeşim Budayı bile almamışlar.
Çekmeceden parmak izi alındı mı?
Hesabında para yok.- Çekmeceden.
Şimdi çek elini çekmeceden.
Az önce çekmeceden aldı.
Sen napıyon? 22sini de çekmeceden çıkardın, ha?
Dolaba git, sağ alttaki çekmeceden bir önlük al