ÇITI in English translation

• fence
• hedge

Examples of using Çiti in Turkish and their translations into English

Çiti bırak! Döveyim mi?
You let go of that fence!

Çiti bırak. Benimle gel.
Let go of this fence. Come with me.

Çiti çekeceğim, kuyuyu bir bulayım.
Reparation well, as you are I will find her.

Biri çiti yarıp açtı, diğeri de bir tür lazer atıyor.
The other's got some kind of lasers.-One ripped the fence open.

Biri çiti yarıp açtı, diğeri de bir tür lazer atıyor.
One ripped the fence open. The other's got some kind of lasers.

Çiti boyamayı bitirdiği zaman Solomona ne olacak peki?
What's gonna happen to Solomon when he finishes painting the trim?

Git, çiti geç, sonra koş.
You go, you get over that fence, you run.

Çiti boyamasına izin verdim.
I let him help with the fence.

İnsanlar çiti geçti.
People have gone through the fence.

Çiti inşa etmeye başlayabiliriz artık.
We can now begin construction of the fence.

Yarısı çiti aşıp oradaki boş kısımda öylece oturuyorlar.
They have got a fence that's half up and there are people just sitting in that field.

Çiti açın.
Turn on the fence.

Sizi yerinizde tutmak için güvenlik çiti teslimatı yapıyoruz.
We're delivering a fence to keep you ladies in your place.

Sınır devriye nöbeti değişimini bekle, çiti tırmanıp aş.
Wait until the border patrol changes shifts and scale a fence.

Saman balyaladı, çiti tamir etti.
Bucked hay, mended a fence.

bir ilkokulun bahçe çiti boyunca sürüklemiş.
plowed straight through a fence at an elementary school.

Hayır dedim ki,'' Çiti geçme.
No, no. I said,"Stay inside the fence.

Döveyim mi? Çiti bırak!
You let go of that fence!

Anne eğer bu doğru olsaydı çiti tamir ederlerdi.
Mom! If that were true, they would have fixed this hole in the fence.

Döveyim mi? Çiti bırak!
Let go of that fence!