Examples of using Çok kısıtlı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zaman çok kısıtlı.
Zaman çok kısıtlı.
Ancak çok kısıtlı kaynaklarımız ve zamanımız olduğunu hatırlatmak isterim.
Bak, çok üzgünüm Kenneth ama bütçemiz çok kısıtlı.
Ama sistemleri çok kısıtlı.
Konuk listesine erişim çok kısıtlı.
Gerçekten yardımcı olmak isterdim ancak bütçe çok kısıtlı.
buradaki zamanım çok kısıtlı.
Hayır, sadece… görüşün çok kısıtlı.
Bu konuda kaynaklarım çok kısıtlı.
Yeni bir davaya bakıyorum, zamanım çok kısıtlı.
Hayır, zaman çok kısıtlı.
Hayır, zaman çok kısıtlı.
Çünkü çılgınlık anlayışı çok kısıtlı.
Ama zamanım çok kısıtlı olduğundan sözümü kesmeyip sorularıma direk cevap verirseniz çok memnun olurum.
Bildiğiniz gibi zaman çok kısıtlı, efendim. Bu nedenle olabildiğince çabuk harekete geçmeliyiz.
Sonrasında çok kısıtlı bir Amerika turu düzenlendi
Zamanımız çok kısıtlı, ama birlikte bir şeyler yiyip… birbirimizle dostluk kuracağız.
bunu yapmak için çok kısıtlı bir zamanımız var.