Examples of using Çorbadan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çorbadan önce su içmek yok.
Yeter! Çorbadan önce içilmez!
Çorbadan önce içilmez! Yeter!
Yeter! Çorbadan önce içilmez!
Çorbadan önce içilmez! Yeter!
Çorbadan önce içilmez!
Çorbadan olduğunu söylüyor. Zehirlenmek mi?
Çorbadan bahsediyorum, insan ticaretinden değil tabii ki.
Çorbadan saç mı çıktı?
Çorbadan sonra tören başladı.
Lütfen çorbadan alın. Güzelmiş.
Babacım, sana aynı çorbadan yaptım.
Bu tuz, yalnızca suda bile çoğu çorbadan daha iyidir.
Ancak benim mutfağımda kalıcı olmak için çorbadan fazlasını yapmalısın.
Bizi bu çorbadan çıkar.
Zehirlenmek mi? Çorbadan olduğunu söylüyor.
Hayır, çorbadan bahsettim.
Hayır, dostum, bunu çorbadan sonra saklayacağız. Masum.
Masum. Hayır, dostum, bunu çorbadan sonra saklayacağız.
Hadi bir yudum içelim şu çorbadan.