Examples of using Çorban in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Benim şehriyeli tavuk çorbamdan bir tabak içmek ister miydin?
Tavuk çorbam var.
Harika çorbamdan biraz iç.
Çorbanız ve en sevdiğiniz sarımsaklı ekmek dilimleriniz yarım saate kadar hazır olur.
Sevdiği çorbadan ve sandviçten sipariş ettim.
Çorbam, lütfen.
Herzaman çorbanı paylaşacağın ve beraber TV izleyeceğin birine sahip olacaksın.
Sadece çorbamız olduğu için yememi söylerdi.
Bu dükkânın çorbaları ve pilavı çok lezzetlidir.
Balık çorbasının zeminini daima kaya balığı türleri ile çeşnilendirmeliyiz.
Domates çorbamdan getiririz.
Melon çorbasıyla başlıyoruz Prosciutto di Parma,
Artık çorbamı turpsuz yapacak ve seni de kendi oğlum gibi yetiştirecektim.
Akşamları hafif bir sebze çorbasının dışında bir şey yemeyin.
Etli arpa çorbasına ilâç atarak Kinseyi hasta ettin.
Buraya kadar günün çorbasıyla röportaj yapmaya gelmedim.
Yarım sandviç ve günün çorbasından bu yana böyle doğal çift görmemiştim.
Sanırım balık çorbasıyla başlayıp ardından mezgit yiyeceğim.
Çorbada uyuşturucu varmış.
Biz de sana tavuk çorbasıyla Zombilerin Şafağı DVDsini getirmiştik.