Examples of using Çukulata in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yine de çok fazla çukulata yeme.
Kaçırdıkları tek şey yastıklarındaki çukulata.
Bir telgraf çekip çukulata aldıktan.
Kardeşim, çenende çukulata kalmış.
Ve, çukulata çubukları.
Aşk yemeğinden sonra, bir fincan sıcak çukulata.
Dükkânın altında şu çukulata laboratuarını kurduk. Bu çok azdırıcı…
Sizin ve o çukulata manyağının Ohioda yaptıklarına karşılık vermek istedim.
ve, 1200 çukulata vardı.
Ve biraz çukulata Buraya kadar kahve, buraya kadar yağsız süt.
Willy Wonka& Çukulata Fabrikası filmindeki Oompa Loompasın.
Sizin ve o çukulata manyağının Ohioda yaptıklarına karşılık vermek istedim.
yuvarlak kalçalar, çukulata ten, Bundan sonra dünyanın geri kalanı Lisaya aşık olmaya başladı.
Çukulata çubukları.
Sıcak çukulata.
Çukulata deniyor.
Beyaz çukulata!
Seksi Çukulata!
Çukulata serpmeli marmelat.
Çukulata demek istedim.