ÖĞRENCIN in English translation

• student
• apprentice
• pupil
• disciple
• students
• pupils
• protégée

Examples of using Öğrencin in Turkish and their translations into English

Bu yüzden şu an… Senin öğrencin olduğu için kendimi şanslı hissediyorum.
That's why right now… I feel lucky to be your student.

Yao senin ilk öğrencin olmalı.
Yao has to be your first disciple.

Kaç öğrencin var?
How many students have you?

Sözde öğrencin nerede? Al Bert.
Where's your so-called apprentice? AI Bert.

Pek çok öğrencin var.
You have a Lot of pupils.

Tuptim, senin öğrencin.
Tuptim, your pupil.

Man amca, ilk öğrencin olmak istiyorum.
Uncle Ip, I will be your first disciple.

Başka hiçbir öğrencin olmadığı için geliyorum ya.
You really have no students.

Sözde öğrencin nerede? Al Bert?
AI Bert… where's your so-called apprentice?

Pis bir yalan! Öğrencin var mı?
You have pupils? A malicious lie!

Evet. Onlar öğrencin oladuğundan daha da dikkat et.
Yes. Since we're trying to recruit new students, please be extra cautious.

Al Bert… Sözde öğrencin nerede?
Al Bert… where's your so-called apprentice?

Muhtemelen daha çok öğrencin olur.
You would probably get more students.

Bence de. Öğrencin nerede?
Where is your apprentice? I agree?

Suzanne, sıradaki iki öğrencin geldi.
Suzanne, your next two students are here.

Senatör Amidalaya Naboo yolunda eşlik ediyor. Öğrencin nerede?
Where is your apprentice? On his way to Naboo, escorting Senator Amidala home?

Onlarla oynama böyle sevgilim, onlar öğrencin değil.
Don't play with them, darling. They're not your students.

Bence de. Öğrencin nerede?
I agree. Where is your apprentice?

Onlarla oynama böyle sevgilim, onlar öğrencin değil.
Don't play with them. They are not your students.

Bence de. Öğrencin nerede?
I agree. Where's your apprentice?