ÖDEDIĞININ in English translation

he paid
ödüyor
ödeyecek
payin
ödemesi

Examples of using Ödediğinin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Size ödediğinin üç katını veririm.
Whatever she's paying you, I will triple it.
Ne için ödediğinin farkındaydı.
He knew what he was paying for.
Viski viskidir. Kimin ödediğinin ne önemi var.
Whiskey's whiskey , no matter who pays for it.
Dinle şimdi, Rajshekharın sana ödediğinin iki katını ödeyeceğim.
Now listen, I will pay you double the amount Rajshekhar's paying you.
kira kontratı için ödediğinin iki katı.
which is double what you paid for that lease.
Yarına.- Geçen sefer ödediğinin 3 katı.
By tomorrow. Triple what you paid last time.
Beni kovdu. Sana ödediğinin on katını ödeyebilirim.
I can pay you ten times what he's paying. He fired me.
Charlie, Buster, Harold… Halin bize ödediğinin on katını alıyorlar.
Charlie, Buster, Harold, they get ten times what Hal pays us.
Charlie, Buster, Harold… Halin bize ödediğinin on katını alıyorlar.
They get ten times what Hal pays us. Charlie, Buster, Harold.
An8} Bu da otel ücretini kredi kartıyla ödediğinin kanıtı olan.
You paid with your credit card. And this is a copy of the receipt that proves.
Aldıktan sonra Suudi krayilet ailesini temsil eden bir tüccar… ödediğinin iki katını teklif etti.
After he bought it, a dealer representing the Saudi royal family offered him twice what he paid.
Ailesini temsil eden bir tüccar… Aldıktan sonra Suudi krayilet ödediğinin iki katını teklif etti.
Offered him twice what he paid. After he bought it, a dealer representing the Saudi royal family.
Aldığı günün ertesi günü Suudi kraliyet… ailesinin bir temsilcisi ona ödediğinin iki katını teklif etti.
Offered him twice what he paid. After he bought it, a dealer representing the Saudi royal family.
Ve kocanız satın aldı, ve şimdi ödediğinin dört katından aza satmıyor evi.
And now he won't sell it back for less than four times what he paid. And your husband bought it.
Aldıktan sonra Suudi krayilet ailesini temsil eden bir tüccar… ödediğinin iki katını teklif etti.
The day after he bought it, the Saudi royal family offered twice what he paid.
Hatayla attı, İI idaresi beni bu evden bir ve kocanız satın aldı, ve şimdi ödediğinin dört katından aza satmıyor evi.
And now he won't sell it back for less than four times what he paid. and your husband bought it, The county evicted me from this house by mistake.
Hatayla attı, İI idaresi beni bu evden bir ve kocanız satın aldı, ve şimdi ödediğinin dört katından aza satmıyor evi.
For less than four times what he paid. The county evicted me from this house by mistake, and your husband bought it, and now he won't sell it back.
İlk grubunun ödediğinin iki mislini ödemeye hazır 10 yeni müşterimiz bile var.
We have already got ten new clients lined up ready to fork over twice what the first batch paid.
Malpicanın ödediğinin on katını öderim.
I can pay you ten times what Malpica does.
Tatlım, baban diğer kızların ödediğinin.
Honey, your dad's payin' four times.
Results: 77913, Time: 0.0255

Top dictionary queries

Turkish - English