Examples of using Ödemiş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Nakit ödemiş. Ertesi gün gömleğini almaya gelmesi gerekiyormuş.
Nakit bile ödemiş olsalar bilette isim yazmalı Garcia.
Ve borcunu ödemiş oldu Her ne yaptıysa zaten hapise girdi.
Borcunu ödemiş, neden kendini riske atsın ki?
Bunların hepsi ödemiş olduğum nafaka için.
Kargoyu kim ödemiş tahmin et, Dr. Victor Cannerts.
LCV adlı bir şirket ödemiş. Liam Connover Ventures.
Borcumuzu ödemiş olduk değil mi general?
Hayır annen ödemiş.
Kim almış, faturaları kim ödemiş, bul.
Küçük bir bedel ödemiş oluyordunuz.
Herkes faturasını ödemiş.
Öyleyse evdekilerden biri fidyeyi ödemiş.
Ve sonsuza dek ödemiş.
De Arlingtondaki bir kadına 3 kere 200,000 dolar ödemiş.
Evet, annesi, tıbbi deneme için 650 dolar ödemiş.
Cenaze töreni masraflarını on yıl önce ödemiş.
borcumu ödemiş olacağım.
Bu şekilde sana olan borcumu ödemiş oluyorum değil mi?
İlk kirayı, son kirayı ve depozitoyu peşin ödemiş.