Examples of using Ölüm anında in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ölüm anında mı gerçekleşmiş?
Ruhu ölüm anında çalma güçleri var.
Bu yıldızın ölüm anında atomları… sıkışıp birleştiler.
Bu yaralar ölüm anında oluşmuş.
Derler ki, ölüm anında kendini her zamankinden daha diri hissedermişsin.
Sadece ölüm anında.
Evet, ölüm anında.
Öldürmen gerekiyordu böylece tam ölüm anında zamanı durdurabilecekti.
O insanların hiçbiri kurbanı tanımıyormuş ya da ölüm anında burada değillermiş.
İlaç ölüm anında onun sinir yollarını ve o sinirlerle gördüğü görüntüye dondurdu.
NASAnın kayıtlarında, ölüm anında Kuzey Amerikada bu büyüklükte ve tipte bir göktaşı yok.
Ondokuzuncu yeminde ise, ölüm anında bodhisattvaları ve diğer önemli Budistlerle birlikte kendisini çağıranların karşısına çıkacağını söyler.
Kemikler temizlenmeden hangisi ölüm anında,… hangisi sonra olmuş anlayamayız.
Ölüm anında 30lu yaşlarının ortasındaydmış.
Tek düşebildiğim kurbanın böbrek üstü bezleri ölüm anında yüksek ozda kortizol üreteceği.
Belki de ölüm anında beynin salgıladığı… bir kimyasal veya hormon vardır.
Elektrik verilen bir denekte nanoplazma hypothalamusta toplanır.- Ve ölüm anında onu alabiliriz.
Yaralar kesinlikle iki ayrı darbeden dolayı olmuş. Biri ölüm anında, biri de ölümden sonra.
taşların, ölüm anında, acının bilindeyken unutulmuş ve çirkin olan, evrenin, Solarisin.
Hafif çürükler belki ölüm anında kanıt değildir ama ceset benden alındıktan sonra mumyalama aşamasında vurgulanmış olabilir.