ÖPÜŞTÜĞÜMÜZDE in English translation

we kissed
öpüşüyoruz
öpüyoruz
öpücüğü
we kiss
öpüşüyoruz
öpüyoruz
öpücüğü

Examples of using Öpüştüğümüzde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İlk öpüştüğümüzde onun dudaklarından başka hiçbir dudağı öpmek istemediği anladım.
The first time we kissed I knew I never wanted to kiss any other lips but hers again.
En azından öpüştüğümüzde ben böyle düşünüyordum.
At least I meant it when I kissed you.
Demin sizinle öpüştüğümüzde de, aynı şey oldu.
It was the same thing with you when I kissed you earlier.
İlk kez öpüştüğümüzde, ben.
When we first kissed, I.
O ve ben ilk öpüştüğümüzde.
The first time Jonah and I kissed, he said.
Ash ve ben ilk defa öpüştüğümüzde çalıyordu.
It was playing the first time Ash and I kissed.
Her zaman söylerim… Arnie ile ben ilk öpüştüğümüzde Dünya da hareket etti.
The first time Arnie and I kissed, the Earth moved. I always said.
İlk öpüştüğümüzde… onun dudaklarından başkasını bir daha öpmek istemediğimi biliyordum.
The first time we kissed… I knew I never wanted to kiss any other lips but hers again.
Öpüştüğümüzde sanki belime kadar yükselen… soğuk bir suyun içindeymişiz gibi hissediyorum.
When we kiss, I feel like I'm standing waist-deep in a pool of cold, rising water.
Ve o gece dansta öpüştüğümüzde aradığımı bile bilmediğim bir şey bulmuş gibi hissettim.
And that night when we kissed at the dance… it felt like I had found something that I didn't even know I was looking for.
Oliver iyi ve tatlı biri ve öpüştüğümüzde ben yıldızlar görüyorum,
Oliver is kind and sweet and when we kiss, I see stars
Çünkü öyle olmasa, öpüştüğümüzde kalemler ve boş ketçap şişeleri gibi şeyler görürdük.
Because otherwise, when we kiss we would see stuff like pencils and empty ketchup bottles.
Niye? Çünkü el ele tutuştuğumuzda veya öpüştüğümüzde nasıl hissettiğini biliyorum.
Or when we kiss. Why? Because I know how she feels when I touch your hand.
Öpüştüğümüzde kendimi nasıl rahat hissedeceğimle ilgili kural koydum ve bunun için asla zorlamadı.
I made up these rules for what I was comfortable with for when we were kissing, and his hands… they never strayed.
seninle birlikte olmak istiyorum. çünkü biz öpüştüğümüzde kendimi canlı hissettim.
I want to be with you, because when we kiss, I felt alive with you.
Dudaklar kapakçık gibidir sadece, ama seninkiler şeker gibi. Jonah dedi ki… O ve ben ilk öpüştüğümüzde.
The first time Jonah and I kissed, Lips are just a valve, but yours are sweet. he said.
Öpüştüğümüzde… Bana bir şey hissettirdi.
When we kissed… it made me feel something.
İyide ilk öpüştüğümüzde de ne konuşmaya gitmiştik?
But what were we talking about when we first kissed?
Yürekten inanıyorum ki öpüştüğümüzde… kalbim yeniden atmaya başlayacak.
Once we kiss… And I truly believe… my heart will start again.
Ben Warrena dönüştüm. İlk kez öpüştüğümüzde, ben.
When we first kissed, I… I turned into… Warren.
Results: 9341, Time: 0.0226

Top dictionary queries

Turkish - English