Examples of using Örümceğin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Örümceğin biri bunlarla kafayı bulmuş, ve orada da çay molası vermiş.
Muhtemelen'' Örümceğin Ağı'' dır.
Evet, örümceğin sineğe ihtiyacı olduğu kadar.
Örümceğin üzerinde yürüdüğü yeri ısırmayacağına dair bir teorim var.
Bu örümceğin kayda geçmiş on üçüncü kurbanıydı.
Bunları kabul edersen örümceğin sana zarar verecek gücü kalmaz.
Örümceğin götürebildiği kadar yükseğe.
Örümceğin sineğe söylediği gibi.
Korkarım oğlunuz örümceğin zehrine çok ciddi bir alerjik reaksiyon göstermiş.
Şimdiden örümceğin bir kaç hilesini öğrendik.
Örümceğin kendisi mucize. Sence öyle mi?
Örümceğin kıvranmasını görmeye bayılıyorum.
Örümceğin öpücüğü karışımı.
Örümceğin bacağını kopardığında hareket etmeye… devam eder.
Örümceğin zamanı geldi.
Bekle, örümceğin bacaklarında ne var?
Romayı… örümceğin ağı olarak düşün oğlum.
Belki de bu yüzden örümceğin rengi arılar için bir cazibe merkezi.
Örümceğin kördüğüm olmuş son ağına tutunarak kendisi için örmeye başlıyor.
Siz ise örümceğin bacaklarısınız. Başı benim.