Examples of using Özetliyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evet, bu-- O kadar çok özetliyor.
Bu erkek cinsiyetini özetliyor.
Bu erkek cinsiyetini özetliyor.
Adalet bakanlığı ile olan gizli muhbir anlaşmanızın şartlarını özetliyor.
Bu her şeyi çokça özetliyor.
Evet. Heh. Oldukça fazla özetliyor.
Bu erkek cinsiyetini özetliyor.
Bu mektup özel görevlendirmeni özetliyor.
Bence Ivy harika bir şekilde özetliyor.
Dr. Temperance Brennan, analizleri özetliyor.
Bence gerçekten olayı özetliyor.
Sanırım bu benim konuşmamı oldukça iyi özetliyor. güvenin olduğu yerde müzik var.
Doğru bir şekilde özetliyor. Evet, işte, bu delilik hakkındaki hislerimi.
Cenevre kiralık kasasındaki dokümanlar 1938 ilkbaharında Bükreşte… Gara de Nord tren istasyonun önünde… tamamen değişen hayatımı özetliyor.
Burada gösterilen bir kez sunulan boyutları ve onun yörüngesinde ay pek çok farklı pozisyonlar için pertürbasyon vektörlerin yönleri özetliyor diyagram şeklidir.
Cenevrede, kiralık kasadaki belgeler, Bükreşteki'' Kuzey Garı'' tren istasyonunda, 1938in ilkbaharında, derinlemesine değişen hayatımı özetliyor.
Tarlalar, hepimizin yüzleştiği bir sorunu özetliyor dünyanın sınırlı kaynaklarıyla insan ihtiyaçları nasıl karşılanır?
Beş yıl ve bu özetliyor Sterling Kid gerçekten Sterling isminin getirdiklerine göre yaşayamadı, değil mi?
Demek istediğim, hemen hemen özetliyor… Senin için psikiyatr olarak nasıl hissettiğimi.
Adalet bakanlığı ile olan gizli muhbir anlaşmanızın şartlarını özetliyor. Boyd Crowdera karşı yönelteceğimiz suçlamaları destekleyecek bilgiyi edineceğinizi taahhüt ettiğinizi yazıyor.