Examples of using Üç gün in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İki, üç gün.
Üç gün erkencisin.
Magdalene, üç gün erkencisin.
Üç gün sonra, gitmiş olacaktın.
Üç gün ve gece geçti. Ama yine de gidiyoruz.
Bitiş tarihini üç gün geçti biliyor muydun?
Burada bulunduğumuz üç gün içerisinde sadece bir gece benimleydin.
Ben üç gün önce filan geldim.
Üç gün sonra Beşiktaş İskelesine gelirsen, görürsün.
Üç gün sonra Beşiktaş İskelesinde buluşacağız. 6:45te.
Üç gün bir bardak su bile vermediler.''- Biliyorum, Jack.
Üç gün geç kaldınız.
Üç gün geç geldin.
İyi vakit geçirdim ama üç gün geçti ve hala aramadı.
Yaz gündönümünden üç gün önce, Poseidon beni lanetledikten 27 yıl sonraydı.
Üç gün sürecekti ama.
Üç gün sonra hiç kimse hatırlamayacak bütün bunları.
Üç gün daha yaşamak istiyorum.
Üç gün içinde yirmi çocuğa parti hazırlayacak zamanım yok.
Alt Kaplama Takımı yaklaşık üç gün içinde bitirebileceklerini söylüyorlar.