Examples of using Üretip in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Üretip, ihraç ederler… Bunun ne anlama geldiğini biliyorum. Hayır. Ekerler, işlerler.
Eskiden düşünülemeyecek bir şeyi artık gerçekleştirebiliyoruz. DNAyı laboratuarda basit kimyasallardan üretip sentetik DNAyı bakteri hücrelerine enjekte ederek yeni yaşam formları üretebiliyoruz. .
Kendi ışığını üretip öldürücü volkanik gazlarla beslenen açık denizlerdeki balıkları duymuş muydunuz hiç?
Max Ragerın onları öldürdüğümü düşünmesini sağlarsam,… bu süreçte senin bir tedavi üretip herkesi mutlu edebileceğini düşündüm.
Cas9 sistemini kullanarak kıkırdak üretip insanlarda artriti tedavi edebilir ya da önleyebiliriz.
Dünyadaki kardeşim'' üzüm'' diye bilinen bir meyve üretip onu şaraba dönüştürüyor.
Tahsilatıysa, tedarik zincirindek bir şirket ne zaman bir ürün satın alıp veya üretip tekrar satarsa gerçekleşiyor.
Böcek korumalı tütün tohumlarını üretip Kuzey Carolinada ekiyoruz.
Ve tıpkı bir böbreğin yaptığı gibi kanı süzer. Mesela; bir parazit üretip, onu vücut boşluğuna yerleştirirsin, o da, kendisini dolaşım sistemine yerleştirir.
O daha fazla çalışıp, ve daha iyi ürünler veya… domatesler veya ne üretiyorsa onu üretip,… bir bisiklet alabilene kadar tasarruf etmelidir.
Ve tıpkı bir böbreğin yaptığı gibi kanı süzer. Mesela; bir parazit üretip, onu vücut boşluğuna yerleştirirsin, o da, kendisini dolaşım sistemine yerleştirir.
Bu vergi, tedarik zincirindeki bir şirket ürünü satın alıp veya üretip tekrar sattığında tahsil ediliyor.
Masseria, depolarda içki üretip kaçakçılığını yapmak için yeraltı ağı kurdu.
Yılında J. Craig Venter Enstitüsü, ilk sentetik bakteriyel genomu üretip, onu DNAsı olmayan bir bakterinin içine enjekte ettiklerini duyurdu.
Tıpkı endüstriyel çağın yeni materyaller üretip yeni mimari imkanlar açması gibi materyal teknolojisindeki gelişmeler uzay mimarisindeki olasılıkları değiştirecektir.
Umarız aşıyı üretip dağıtımını yapabilecek durumda olursunuz… ve bu büyük ülkeyi yeniden inşa etme görevine başlarız.
Sadece bir şey üretip hacimlercesini piyasaya sürmenin,
Sadece bir şey üretip hacimlercesini piyasaya sürmenin, arka kapıdan çıkan ürün yüklü palet ve kamyonları görmenin ne kadar havalı olduğunu düşünürdüm.
Fakat ben mazeret üretip durdum… çünkü çoğu kez canın yandı ve ben… kendimi seni koruduğuma ikna ettim.
Tüm MABlerin yerini bulabilirim fakat her bir MAB yeterli enerjiyi, üretip Chrysalis evresine geçerek dünyayı yok edebilsin diye böcek droneları tarafından korunuyor.