Examples of using Acildeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Anspaugha acildeki pediyatrinin en yüksek kapasitede çalıştığını söyledim.
Ama acildeki herkes, o gece babanda bi sorun olduğunu söyledi.
Acildeki doktorlardan biri annemin telefonundan beri aradı.
Acildeki doktorlardan birini beklemeyi denemek ister misin yoksa.
Acildeki smokinli adamsın sen.
Acildeki herkes alkışladı.
Acildeki mucize kadını duydun mu?
Acildeki hademe.
Şu acildeki McCormick.
Acildeki kamera kayıtlarını getirin.
Greg, acildeki bağlantılarını kullanarak, morfin ve noloksin almış.
Birkaç güzel fotoğrafla acildeki o olayı unutmaz ki.
Birkaç güzel fotoğrafla acildeki o olayı unutmaz ki.
Ben acildeki işime dönebilirim, farklı vardiyalarda çalışırım.
Acildeki kahveler çok güzeldir, evlât.
Hastanenin acildeki hastaları park etme alışkanlığı nasıl?
Emniyet kemeri takmayan şoför acildeki yayalara çarpmış.
Tanışmak için zamanım yok dediğim acildeki hasta.
Pekala, Bayan Naymark, size acildeki en iyi doktoru ve eksiksiz bir SPA paketi ayarlıyoruz.
Doktor Martini acildeki 4. odaya gönder ortopediyi ara,