AILEMDEKI in English translation

in my family
ailemde

Examples of using Ailemdeki in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Son 200 yıldır ailemdeki herkesin evliliği ayarlanmıştır ve.
For the past 200 years Every marriage in my family has been arranged, and.
Ailemdeki herkes oğullarına Stanley adını koyar çünkü ardından Yelnats soyadı gelir.
Everyone in my family names their son Stanley'cause it's Yelnats backwards.
Anne-babaları, ailemdeki herkesi torbacı sanıyor.
Their parents think my family are all drug dealers.
Ailemdeki herkes öldü.
Everybody in my family's dead.
Sadece doğurduklarıma değil, ailemdeki kızlara da.
Not only did I get knocked up, but the girl in the family.
Al.- İtiraf etmeliyim ki ailemdeki tek akıllı benim.
I may as well admit it I'm the only smart one in the family.
Matematikçiler deli değil. Ailemdeki bütün.
Not all the mathematicians in my family are crazy.
Deli değiller. Ailemdeki tüm matematikçiler.
Not all the mathematicians in my family are crazy.
İtiraf etmeliyim ki… ailemdeki tek akıllı benim.
I'm the only smart one in the family.
Eğer ailemdeki ironileri anlatmaya başlayacaksan seni uyarıyorum asla bitmezler.
If you're going to start to point out the ironies in my family, I warn you they never stop.
Evet, ailemdeki bütün erkeklerin üzerinde garip bir etkisi var ve bu etkinin kaynağı o askılı elbiselerinin altında gizli.
Yeah, I know that she has some freaky power over all the men in my family, and that probably comes from under her sundress.
Onu gördüğümü saklıyorum, çünkü ailemdeki herkes ondan nefret ediyor, buda başka bir hikaye tabi.
It's a secret that I saw him, because everyone in my family hates him, which is a whole long story.
Çünkü biz kiliseden çıkarken ailemdeki silah meraklıları 21 pare top atışı yapacaklar.
Because when we leave the church, a few of the gun enthusiasts in my family are gonna fire a 21-gun salute.
Ama Kleopatranın hikâyesi bana hep ailemdeki en saygıdeğer kadın olan büyük büyükannem Rosieyi hatırlatmıştır.
Always reminded me of the most revered woman in my family, my great grandma Rosie. But the story of Cleopatra.
Köpekler uluyordu çünkü ailemdeki herkes detone. Ben hariç.
the dog was howling because everybody in my family sings off-key except for me.
Gerçekten hastalandım, bu yüzden iş arıyorum… …mümkün olan en kısa sürede başlamak. Geri döndüğüm tek sebep, ailemdeki birileri….
The only reason I came back was because someone in my family got really sick… so I'm looking for a job to start as soon as possible.
Gerçekten hastalandım, bu yüzden iş arıyorum… …mümkün olan en kısa sürede başlamak. Geri döndüğüm tek sebep, ailemdeki birileri….
It's great. The only reason I came back was because someone in my family to start as soon as possible. got really sick, so I'm looking for a job.
Gördüğünüz gibi, daha çocukken ailemdeki isimlerin iki şeyden geldiğini fark etmiştim. Karakteristik durumlar ve aşırı dikkafalılık.
You see, as a boy, I came to understand that two things marked my family, distinctive names and extreme stubbornness.
Ailemdeki en iyi adamı seçer, onu eğitir ve yerime geçirirdim.
I would get the best man who is best to his family and train him to become my predecessor.
Dinle, bugün mezarlıkta… ailemdeki liste üyelerinin tümünü gördüm… hepsi de çok
Look, uh, today at the cemetery… I saw every List member in my family… and they all died really,
Results: 166, Time: 0.0278

Top dictionary queries

Turkish - English