AKSANINIZ in English translation

accent
vurgu
aksanı
aksanını
aksan
şivesi

Examples of using Aksanınız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Aksanınız bir harika!
Your accent is wonderful!
Sizin aksanınız başkalarına komik gelmiyor mu sanıyorsunuz?
Don't sound funny to other people? You think your accents.
Aksanınız çok yabancı. Ben İngilizim.
Sounds so foreign. I'm English.
Aksanınız çok yabancı.
Sounds so foreign.
Aksanınız sizi tamamen ele veriyordu.
The accent was a dead giveaway, you know.
Aksanınız çok ağır. Pekâlâ.
Okay.- Your accent is very thick.
Tamam. Aksanınız oldukça kalın.
Your accent is very thick.- Okay.
Evet, aksanınız kuzeyi andırıyor.
Yes, your accent is from the north.
Tamam. Aksanınız oldukça kalın.
Okay. Your accent is very thick.
Aksanınız çok ağır. Pekâlâ.
Your accent is very thick.- Okay.
Aksanınız yüzünden soruyorum.
Just asking, because of the accent.
Özür dilerim, yüzbaşı, fakat aksanınız çok sıra dışı.
Excuse me, Captain, but your accent is very unusual.
Ben İngilizim. Aksanınız çok yabancı.
I'm English. Sounds so foreign.
Ve aksanınız.
And your accent.
Konuşursak ve aksanınız varsa yanımdan gittiğinizde oldukça saygısız bir taklidinizi yaparım.
If we talk, and you have an accent, when you walk away, I will do a very disrespectful impression of your accent..
Ve siz bayan, konuşurken kullandığınız kozmopolit aksanınız bir aktris olan annenizden aldığınız bir yetenek sonucu oluyordu.
Countess, your cosmopolitan accent showed an inherited ability from your actress mother.
Virgül aksanınız yok, Kurtuluştan bir yıl sonra güneye indik,
You don't have a commie accent, We moved down to the South a year after liberation,
Aksanınız beni yanıltmıyorsa Bay Hickey… öyle bir evde büyümüşsünüz ki… anneniz etin ya da kümes hayvanının hiçbir yerini çöpe atmamış.
If I'm reading right your accent, Mr. Hickey… you grew up in a home where you would have to use every part of any meat or fowl your mam could procure.
Aksanınız beni yanıltmıyorsa Bay Hickey… anneniz etin ya da kümes hayvanının hiçbir yerini çöpe atmamış. öyle bir evde büyümüşsünüz ki.
You grew up in a home where you would have to use If… If I'm reading right your accent, Mr. Hickey, every part of any meat or fowl your mam could procure.
Aksanınız beni yanıltmıyorsa Bay Hickey… anneniz etin ya da kümes hayvanının hiçbir yerini çöpe atmamış. öyle bir evde büyümüşsünüz ki.
Every part of any meat or fowl your mam could procure. you grew up in a home where you would have to use If… If I'm reading right your accent, Mr. Hickey.
Results: 85, Time: 0.0214

Top dictionary queries

Turkish - English