Examples of using Alin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sen Alin pilotlarından biri olmalısın.
Üçünüzün Alin kapısında akbabalar gibi dolaşması da… bunu hızlandırmayacak.
Alin itiraf edeceğini bilirsem ben de itiraf ederim.
Alin batıyı böyle anlatmamıştı.
Bay Hart, Alin hapse girmesi lazım.
Arkadaşın Alin sana ufak bir hediyesi var!
Biz, Alin en iyi arkadaşlarıyız.
Alin seni çalışırken görmesi lazım.
Hayır Edie, Alin bahsettiği kişi Gould sanırım.
Alin sana aldığım plağını çalmak ister misin?
Alin annesinden mektup.
Alin üniversite birliği toplantısına gitmesine izin verir miydin?
Alin bir iş daha bulması gerekecek tabii.
Alin, 1997 ve 1999 yılları arasında şarkıcılık ve dramatik sanat eğitimi alarak doğal yeteneğini geliştirdi.
Alin ilk soracağı şey alarm sistemidir.
Alin nasıl?
Alin arkadaşı mısın?
Alin kulak çınlaması da gitti.
Ve Alin yardımıyla.
Alin çok önemli bir tanıtım görüşmesi var.