Examples of using Ambülans in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ambülans gönderin,… bence doz aşımı olmuş.
Um, Ambülans gönderin,… bence doz aşımı olmuş.
Um, send an ambulance'cause I, I think it's Ambülans çağırmamız gerek.
We have to call an ambulance.Ve ben de ambülans çağırmak zorunda kaldım.
And I had to call an ambulance.Bize ambülans lazım.
We need an ambulance.Tamam, ambülans geliyor. Ne?
It's okay, the ambulance is on Ambülans çağır!- Arıyorum!
Ambülans çağır!- Arıyorum!
I'm calling! call a medic!Ambülans çağır!- Arıyorum!
Call a medic! i'm calling!Ambülans çağır. Ronnie. Vic.
Vic.- call an ambulance. ronnie.Lütfen, bırak ambülans çağırayım.- Ah, bebeğim.
Let me go call an ambulance. Baby please.Ambülans Elması yeni geçti, ve şu anda Ferry Quay.
And is now moving along Ferry Quay Street. Uh, the ambulance has just gone across Ambülans! Dikkatli ol!
Get an ambulance! Be careful!Ambülans çağırın.- Ambülans çağırın!
Somebody get an ambulance. Get an ambulance!Ambülans girişinden çıktım, motosikletimin tekeri patlamıştı.
I came out of the ambulance entrance and my motorcycle had a flat.Ama bu araba da ambülans gibi, hasta getirdik.
But this car is like an ambulance, we bring personel derhal ambülans yerine çıksın!
staff go to the ambulance bay right now!İrmez: Çatışma var denilerek ambülans gönderilmedi.
İrmez: No ambulance sent by saying there is conflict.Çok kabasın!- Hıh!- Ambülans.
Aren't you rude?- An ambulance.- Well!Bir-Tango-1 3, ambülans gerek.
Tango-13, we need an R.
