ANTARKTIKADAKI in English translation

in antarctica
antarktikada
antartikada
in the antarctic
antarktikadaki
antartikada

Examples of using Antarktikadaki in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
General Landrynin dediğine göre… Dünyanın tek savunması Ori ile savaşırken kullanılan… ve Antarktikadaki silah platformunda bulunan… Mark 2 jeneratörüyle çalışan filoymuş.
The weapons platform in Antarctica, powered by a pair of Mark Two generators, General Landry has informed me that in light of fleet resources committed to fighting the Ori.
Yavrular ekibin gözü önünde büyümüştü… ve imparatorlarla geçirilen pek çok ayın ardından Antarktikadaki günleri… nihayet sona eriyordu.
And after months with the emperors The crew follow the chicks as they grow up their time in Antarctica is finally coming to a close.
Yavrular ekibin gözü önünde büyümüştü… ve imparatorlarla geçirilen pek çok ayın ardından Antarktikadaki günleri… nihayet sona eriyordu.
The crew followed the chicks as they grew up, their time in Antarctica is finally coming to a close. and after months with the emperors.
Yavrular ekibin gözü önünde büyümüştü… ve imparatorlarla geçirilen pek çok ayın ardından Antarktikadaki günleri… nihayet sona eriyordu.
Their time in Antarctica is finally coming to a close. The crew follow the chicks as they grow up and after months with the emperors.
Sentinel Dağları, Antarktikadaki Minnesota Buzulunun kuzeyindeki alanda Ellsworth Dağlarının kuzey yarısını oluşturan önemli bir dağ silsilesidir.
The Sentinel Range is a major mountain range situated northward of Minnesota Glacier and forming the northern half of the Ellsworth Mountains in Antarctica.
Dünyanın en güneyindeki bu foklar Antarktikadaki en büyük aktif volkanın -Erebus dağının- gölgesinde yaşarlar.
These seals, the most southerly in the world, live in the shadow of the largest active volcano in Antarctica.
Ekipten hiç kimse Antarktikadaki tek bir dağın bu kadar çok harikayı barındıracağını hayal edemezdi.
No one on the team imagined a single Antarctic mountain could house so many wonders.
Sanırım eğer çok üşürsek, Antarktikadaki gibi mesela, soğukluk bir ses gibi olurdu.
I think, if it were really, really cold, like Antarctica cold, the coldness would feel like a sound.
Eylül 2000de Antarktikadaki buzdan elde edilen izotop kayıtları ile okyanusların oksijen izotopu kaydı arasındaki ilişkiyi yenilikçi bir şekilde yayınladı.
In September 2000 Shackleton published an innovative study of the relationship between the oxygen isotope record of the oceans and isotope records obtained from the ice in Antarctica glacial effect.
Terör Dağı( Mount Terror), Antarktikadaki Ross Adasının doğu bölümünü oluşturan, büyük, bazalt yapılı ve sönmüş bir kalkan yanardağıdır.
Mount Terror is a large shield volcano that forms the eastern part of Ross Island, Antarctica.
Madagaskar Antarktikadaki türlerle beraber tek başına Hindistanda keşfedilmiştir.
with additional species from South America, Australia, Africa, Madagascar and Antarctica.
Bu bir Amerikan C-17 kargo uçağı bizi Yeni Zelandadan Antarktikadaki McMurdoya uçuran.
That's an American C-17 cargo plane that flew us from New Zealand to McMurdo in Antarctica.
Onbirinci Sovyet Antarktika Seferi, Sovyetler Birliğinin Antarktikadaki Mirny İstasyonu temelli araştırma seferi.
The Eleventh Soviet Antarctic Expedition was an expedition by the Soviet Union to Antarctica based at Mirny Station.
olarak 21 Temmuz 1983 tarihinde Rusyanın( eski Sovyetler Birliğinin) Antarktikadaki Vostok İstasyonunda ölçülmüştür.
on Earth was -89.2 °C(-128.6 °F) at the Russian Vostok Station in Antarctica on 21 July 1983.
Solomon, kendi meslektaşları ile birlikte, ilk defa Kloroflorokarbon gazlarının Radikal( kimya) alanındaki Tepkime mekanizması ile Antarktikadaki ozon deliğine sebep olduğunu keşfetti.
Solomon, with her colleagues, was the first to propose the chlorofluorocarbon free radical reaction mechanism that is the cause of the Antarctic ozone hole.
Bunun üzerine 1973 Kasımında… sapa bir vadi olan Antarktikadaki… Asgard Dağlarına gitmek üzere ayrıldı.
So in November 1973… Vishniac was left in a remote valley… in the Asgard Mountains of Antarctica.
Ah, şey… sıcaklıklar artınca okyanuslar ısınıyor ve Grönland ve… Antarktikadaki buz tabakaları erimeye başlıyor.
The Greenland and Antarctic ice sheets decreasing en masse. Oh, um, well… The temperature rise, the warming oceans.
Ah, şey… sıcaklıklar artınca okyanuslar ısınıyor ve Grönland ve… Antarktikadaki buz tabakaları erimeye başlıyor.
The Greenland and Antarctic ice sheets decreasing en masse. The temperature rise, the warming oceans, Oh, um, well.
Grönland ve… Antarktikadaki buz tabakaları erimeye başlıyor.
the Greenland and Antarctic ice sheets decreasing en masse.
Elizabeth Weir, onu Atlantis Seferi seçti ve Antarktikadaki Kadim Karakolunda görevlendirdi, burada SG-1 takımı, Yıldız Geçidi SG-1in yedinci sezon finalinde intikam tanrıçası Anubisi yenmişti,'' Lost City''.
Elizabeth Weir selected him for the Atlantis Expedition and stationed him at the Ancient outpost in Antarctica, where the SG-1 team had defeated the nemesis Anubis in the Stargate SG-1 season seven finale,"Lost City.
Results: 86, Time: 0.0246

Top dictionary queries

Turkish - English