ARAÇTA in English translation

vehicle
araç
aracı
araba
taşıt
araca
bir aracın
in the car
arabada
araçta
truck
kamyon
aracı
tır
araç
araba
transport
nakliye
transfer
nakliyat
araç
aracı
nakil
ulaşım
taşıma
ulaştırma
taşımacılık
craft
zanaat
araç
aracı
sanat
taşıt
tekne
gemisi
gemi
el işi
el sanatları
rover
gezgin
araç
aracı
robot
kaşif robotu
vehicles
araç
aracı
araba
taşıt
araca
bir aracın
in the humvee
humveeye
hummera
askeri araçta

Examples of using Araçta in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sam, araçta olmalı.
Sam, it must be on the transport.
Bilmiyorum ama binlerce araçta bu lastiklerden vardır.
I don't know, thousands of vehicles with that tread.
Asla Araçta ne var?
Never. What's in the truck?
Ne diyorsun Mesih?- Araçta bekliyor?
Waiting in the car. So, what do you say, Messiah?
Biz paniklemedik. Ama o araçta bulduğumuz şey.
And we didn't.- But what we found on that craft.
Bravo bir, araçta kal.- Bir Kingfisher.
Bravo One, stay on the truck.- A Kingfisher.
Silah bunun yanında birçok zırhlı araçta ana silah olaraktan kullanılmıştır.
Spotting for the primary weapon on some armored fighting vehicles.
Ne diyorsun Mesih?- Araçta bekliyor.
So, what do you say, Messiah? Waiting in the car.
Tabii ki. O araçta bulunan Darren Polku tanıyordunuz, değil mi?
You knew Darren Polk was in that truck, didn't you? Of course?
Şu an iki araçta yolun dışında.
Now both vehicles are off the roadway.
Y: i} Pekala, Sally Field Smokey ve Banditle araçta kalacak.
Y: i}Well, Sally Field stayed in the car in Smokey and the Bandit.
Glenannein ölmesini isteseydi onu araçta bırakırdı.
If he wanted Glenanne dead, she would be in that truck.
Mahkum 713, araçta.
Prisoner 713 in the truck.
İşimiz bitince suç mahallindeki kanı temizlemek için… araçta soğutucu bulunduruyorum. Yok Merhaba.
Nah. Hey. I keep a cooler in the truck for washing blood.
Evde, arabada, araçta, burada.
Home, car, truck, here.
Çünkü iki araçta sekiz Meksikalı bahçıvan görüyorum.
Because I see two trucks eight deep with Mexican gardeners.
Çünkü iki araçta sekiz Meksikalı bahçıvan görüyorum.
Cause I see two trucks, eight deep, Mexican gardeners.
Her zaman! Kollarını ve bacaklarını araçta tut!
Keep your arms and legs in the vehicle at all times!
Çünkü Hurley araçta bir ceset buluyor.
Because hurley finds a dead body in the van.
Araçta kalın.
Remain inside the vehicle.
Results: 387, Time: 0.0345

Top dictionary queries

Turkish - English