ARAMADIM in English translation

i didn't look for
phone
telefon
i did not call
i would call
arayacağımı
arardım
derim
derdim
ben buna
aradım
adlandırabilirim
buna
çağırırdım
arayıp

Examples of using Aramadım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hayır, özellikle Dr. Bermanla konuşmak için aramadım.
No, I did not call specifically to speak to Dr. Berman.
Hayır, onu daha aramadım.
No, I haven't called him yet.
Ama annenin ne dediğini düşündüm ve polisi aramadım.
But I have thought about what your mum said and I didn't call the police.
Ama o yüzden aramadım, Jason.
But, uh, that's not why I'm calling, Jason.
Bakın, Sarah Darlingi aramadım. Tanrım!
Look, I did not call Sarah Darling. God!
Umarım kötü bir zamanda aramadım.
I hope I haven't called at a bad time.
Teşekkürler.- Hayır, o yüzden aramadım.
Thank you. Yeah, that's not why I'm calling.
Evet güzel olurdu ama seni aramadım.
Well, that would be nice, except I didn't call you.
Bakın, Sarah Darlingi aramadım. Tanrım!
God. Look, I did not call Sarah Darling!
Fikrini değiştirmek için aramadım.
I haven't called to change your mind.
Hayır, o yüzden aramadım.- Teşekkürler.
Thank you. Yeah, that's not why I'm calling.
Ben… Özür dilerim Seni aramadım.
I'm… I'm so sorry I didn't call you.
Bakın, Sarah Darlingi aramadım. Tanrım!
I did not call Sarah Darling. God! Look!
Henüz Tomu geri aramadım.
I haven't called Tom back yet.
Hayır, o yüzden aramadım.- Teşekkürler.
That's not why I'm calling. Thank you.
Görüyorsun ki ambulansı neden aramadım. Yavaşça.
Slow. Now you see why I didn't call an ambulance.
Tanrım! Bakın, Sarah Darlingi aramadım.
Look, I did not call Sarah Darling. God!
Yaklaşık üç aydır aramadım onları.
I haven't called them in like three months.
Ve o yüzden aramadım.
And that's not why I'm calling.
Margot, yalnız başına yapman gereken… bir seçim olduğu için aramadım.
Margot, I didn't call because it was your choice to make, alone.
Results: 399, Time: 0.0251

Top dictionary queries

Turkish - English