AYAKKABI SATICISI in English translation

shoe salesman
ayakkabı satıcısı
shoe clerk

Examples of using Ayakkabı satıcısı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Öyle ucuzdur ki ancak dilenciler ve ayakkabı satıcısı eşleri giyer.
So cheap that the only ones who wear them are beggars and wives of shoe salesmen.
Bayan Bundy, ayakkabı satıcısı Al Bundyle değil başarılı bir doktorla evli olduğunu söyledi.
Ms. Bundy says she's married to a successful doctor and not to Al Bundy the shoe salesman.
günümüzün ayakkabı satıcısı ve olası yemek hakkını suiistimal eden, Al Bundy.
current shoe salesman and future food-stamp abuser, Al Bundy.
günümüzün ayakkabı satıcısı… ve olası yemek hakkını suiistimal eden, Al Bundy.
current shoe salesman, AI Bundy. A former high school football player.
Bayan Bundy, ayakkabı satıcısı Al Bundyle değil… başarılı bir doktorla evli olduğunu söyledi.
And not to Al Bundy, the shoe salesman. Miss Bundy says she's married to a successful doctor.
Güneyinde ya da Alaskada… altın bulunduğu hakkında bir şeyler okumuş iki ayakkabı satıcısı. Kayalık dağların batısında, sınırın.
South of the border or west of the Rockies. Two shoe clerks reading about prospecting for gold….
Ayakkabı satıcısına benziyordu.
He looks like a shoe salesman.
Ayakkabı satıcılığı.
Sell shoes.
Kadın ayakkabısı satıcısı, Garfinkles da mı ne.
A lady's shoe salesman at Garfinkle's or some such place.
Ayın ayakkabı satıcısına bakıyorsunuz.
You're looking at the shoe salesman of the month.
Kadın ayakkabısı satıcısı, Garfinkles da mı ne. Kimmiş?
A ladies' shoe salesman at garfinkle's or some such place. who was he?
Ayakkabı satıcısına benziyorsun.
You look like a shoe salesman.
Al, sen bir ustasın, ayakkabı satıcısısın.
Al, you're a professional man, a shoe salesman.
Hangi aptalca bir iş bu kadar… Evet, ayakkabı satıcılığı.
Oh, yeah, a shoe salesman. Now, what kind of stupid job could that.
Hangi aptalca bir iş bu kadar… Evet, ayakkabı satıcılığı.
What kind of stupid job could that… Oh, yeah, a shoe salesman.
Ayakkabı satıcılığı işi için başvurmaya gelmiştim.
I'm here to apply for the shoe salesman's job.
Ayakkabı satıcılığı.
Sell shoe.
Ayakkabı satıcısıydı. O sözleri söylesin diye ona para verdim.
He was a shoe clerk. And I paid him to say those things.
Ayakkabı satıcılığı.- Nerelisin?
Sell shoe.-Where you from?
Senin doğanda normal, sen ayakkabı satıcısısın.
It's natural in your business. You're a shoe salesman.
Results: 63, Time: 0.0313

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English