Examples of using Bölükler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tüm bölükler midelerini azğına kadar yiyecek
Düşman birlikleri… Bölükler, yakıt depoları… benim için harita üzerindeki iğneler gibiydi.
Ashabı Eyke; işte bunlardır bölükler.
Harunoğullarının bağlı oldukları bölükler: Harunun oğulları:
Büyük bir iç ayaklanma cephede huzursuz bölükler, geride güçsüz liderler.
işte bunlardır bölükler.
Nazilerin yapamadığını yapıp… bizi silaha çevirmek için…'' Bölükler'' kurdular. Dünyadaki diğer hükümetler.
Nazilerin yapamadığını yapıp… bizi silaha çevirmek için…'' Bölükler'' kurdular. Dünyadaki diğer hükümetler.
Bütün bölükler geri çekildi
işte bunlardır bölükler.
Ve Semudun kavmi ve Lut kavmi ve Ashabı Eyke; işte bunlardır bölükler.
işte bunlardır bölükler.
Ashabı Eyke; işte bunlardır bölükler.
işte bunlardır bölükler.
Ashabı Eyke; işte bunlardır bölükler.
Rablerinden sakınanlar da bölükler halinde cennete sevk edilirler. Oraya geldiklerinde, cennet kapıları da kendilerine açıldığında, oranın bekçileri onlara şöyle derler:'' Selam size!
Bütün bölükler toplansın.
Diğer bölükler hazırlanmaya başladı.
Diğer bütün bölükler kendi kışlalarında bekliyorlar.
Alay, ödeme için bölükler halinde çıksın.