Examples of using Bayan robertson in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bayan Robertson, bütün insanlarda bağırsak mevcuttur dolayısıyla herkes bağırsaklarını bir şekilde boşaltır.
Miss Robertson, every human being has bowels and every one of them evacuates those bowels.Bayan Robertson, daha önce eşinizin projeleri hakkında bir şey bilmediğinizi söylemiştiniz.
Mrs. Robertson, you told us earlier that you didn't know anything about your husband's projects.Bayan Robertson Sağlık Bakanlığının ve New York şehrinin
Miss Robertson, I have the full power of the health departmentBayan Robertson ekledi:'' Kız mesajları telefonunda bulduğunda çığlık atarak annesine seslendi ve titriyor ve ağlıyordu.
Ms Robertson added:"When the girl found the messages on the phone she shouted her mother and was shaking and crying.Gazete okuyor. Bayan Robertson adamın endişe kaynağı haline geldi. Arkadaşının ortadan kayboluşunu araştırıyorum.
He reads in the newspaper that I'm investigating… the disappearance of her friend… and Miss Robertson becomes the focus of his anxiety.Korkarım bu noktada yeniden sizin devreye girmeniz gerekiyor. Bayan Robertson?
I'm afraid I think this is where you're supposed to step back in. Ms Robertson?Bunu Bayan Robertsona sormalısınız.
You will have to ask Miss Robertson.Lütfen Bayan Robertsona en içten minnetimi ilet.
Please give Mrs. Robertson my deepest appreciations.Bayan Robertsonun ilginç fikirleri var.
Miss Robertson might be on to something.Bu departmanın Bayan Robertsonla ilgili başka bir isteği yok.
Having said that, this department has no further interest in Miss Robertson.Bayan Robertson mı?
Mrs Robertson?Birazdan sizinle görüşecekler, Bayan Robertson.
They're almost ready for you Ms. Robinson.Bayan Cornelia Robertson ve New York Sağlık Bakanlığından Bay Jacob Speight geldi.
Miss Cornelia Robertson and Mr. Jacob Speight of the New York City Health Department.Burada değilim. Bayan Robertson, Iütfen ön kapıyı açın.
Ms. Robertson, please, open the front door. Not here.Bayan Robertson, karar formlarının bulunduğu zarf sizde mi?
Mrs. Robertson, do you have the envelope with the sealed verdict for us?Haklısınız Bayan Robertson.
You're right, Miss Robertson.Bayan Robertson gitmekte özgür.
Ms. Robertson is free to go.Tünaydın Bayan Robertson.
Good afternoon, Miss Robertson.Bayan Robertson, Emin olun kocanıza hiç bir leke sürülmeyecek.
Mrs Robertson, I can assure you that no blame will attach itself to your husband.
