Examples of using Beslenip in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir avcının, hayvanın ayak izlerinden;… hayvanın nerede beslenip, nerede uyuduğunu anlaması gibi… bir ajan da; bir aracın izlerinden… hedefinin nerede yaşadığını, nerede çalıştığını,… bulunmasını istemediği şeyleri nerede sakladığını öğrenebilir.
Ama belki babamızı öldürmek ve seni vampir yapmak üstüne onunla ilgili gelen tüm o olaylar beni insanlardan beslenip, sonra kafalarını koparan bir vampir hâline getirmiştir.
Bu yaratıkların çoğu kemikle beslenir. Ufak çocukların dişiyle.
Burada da, beslenme faktörlerinin ilaçlarla başa baş gittiğini görebilirsiniz.
Beslenme zincirinin en tepesindeki haklı yerimizi elde etmek için.
İyi beslen, rahat uyu
Yarım saat önce beslenmek için dönmeleri gerekiyordu.
Beslenmeye ihtiyacın var.
İşlerini bitirdiklerinde, tekrar beslenmeye başlayacakları gerçeğinden bahsetmiyorum bile.
Türk hükümeti, İslami beslenme kurallarına uygun gıdalar için yeni standartlar planlıyor.
Beslenmek istiyorum.
Bu galaksideki insanları, onlarla beslenmek yerine, köleleştireceklerini mi söylüyorsun?
Çoğu beslenir, fakat kış uykusu vakti yaklaştıkça Hiçbir hayvan ayı kadar hızlı değildir.
O da ne besler, ne de açlığı giderir.
Bu pterosaurlar böceklerle beslenir, ve tüm yaşamlarını Diplodocuslar üzerinde geçirirler.
Hâlâ beslenmek zorundasın ama her zaman öldürmek zorunda değilsin.
Bu belgeye İnsanın Beslenme Biçiminde Şeker ismini verdiler.
Sarı fosforla beslenirler. Gövdeleri güneşin altında alev alır.
Ama beslenmek zorundasın.
Ben gibi birinin beslenme ve hastalık arasındaki bağlantıyı keşfetmesini beklemeyebilirsiniz.