Examples of using Beysbolun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Beden eğitiminde hep en son seçilirdim beysbolun kurallarını bilmeyen o şişko yabancı öğrenciden bile sonra.
Beysbolun en büyük menajeri Connie Mack,
Beysbolun herkülü demişti ve canavar köpeğin adı da Herkül olması tuhaftı.
Sürpriz istemiyorum. Beysbolun gördüğü en iyi yetenek avcılarından birinden söz ediyoruz.
İki düzineden fazla… Yankees adil bir şekilde beysbolun tanrısı olarak vaftiz edilmişler.
Ve beysbolda vurucu belirlemenin kötü fikir olduğunu göreceksin.
Beysbola bayılıyorum.
Şu şişe kapağının beysbolla bir ilgisi olmadığını biliyorum.
Futbol ve beysboldan farklı olarak takımda sadece 5 kişi vardır.
Kardeşimin beysbola hiç ilgisi yoktu.
Bu işin beysbolla âlâkası yoktu.
Anneme beysbola gittiğimi söylemiştim.
Zenginlerin teknelerinde onlara beysboldan da bahseden, dinleyebildikleri radyoları vardı.
Babam beysbolcu olmamı istedi.
Leo beysbola bayılırdı.
Bir avuç Meksikalı ezik beysbolcu için o kadar kötü olmasa gerek.
Beysbolcu mu, ayyaş mı?
Çocuklar baharda beysbola başlamadan önce bir kitap okuyacaklar.
Beysbola da hız kazandırmak lazım.
Beysbolcu dul.