Examples of using Bilekler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Güçlü bilekler.
Hoş bilekler.
Üç Tatlı şey kalp, bilekler ve el.
kollar, bilekler.
Tanrı bana devasa bilekler vermiş.
Sadece bacaklar ve bilekler.
başparmak dışarı, bilekler düz. Hayır.
Eller birarada… bilekler çapraz.
başparmak dışarı, bilekler düz. Hayır.
Burkulmuş bilekler.
Alınan kilolar, şişen bilekler, sabah bulantıları.
Adamı ters gömmüşler. Bilekler.
Bilekler ve ayak bilekleri telle bağlıydı,
ağrıyan bilekler, ve de kollarımın altındaki çok şirin morluklarla ayrıldım.
İpek gibi uzun siyah saçlar ve ince bilekler.
En çok unutulan bölgeler baş parmaklar, bilekler, parmak araları
Ve fakir, masum banyolar sıcak suyla doldurulmayı bekleyemez, cin,… ve kanayan bilekler.
Evet, bilekler genelde kemiğe bitişiktir…
Saldırgan damarların ve arterlerin yüzeye en yakın olduğu yerler olan bilekler ve gırtlaktan uzak durmuş.
Sol bileğim, sağımdaki adamın sağ bileğine bağlanırdı.