Examples of using Bombok in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ya la cague.'''' Bombok oldum.
Her şey bombok.
İşi siz aldığınızdan beri, ev bombok oldu.
Beers taraftarı büyük hayal kırıklığına uğradı. Bombok, Denslow!
Hayatım bombok.
Hayatım şu anda bombok.
Önce bizimkilere gideriz, sonra ben Trishle tanışırım, kocaman, bombok bir aile oluruz.
Sana göre yaptığım her şey bombok. Sadece girişimlerinle ilgileniyorsun, artık etrafındakileri görmüyorsun.
Kendine ait bir hayatın olduğunu biliyorum. Ama bombok bir ailede yaşamanın ne demek olduğunu bilemezsin.
Hadi ama, biraz hava alalım, açıkçası, Lino bombok görünüyorsun.
Hayatı bomboktu, değil mi? Kevin?
Hayatı bomboktu, değil mi? Kevin?
Bugün işler gerçekten bomboktu.
Demek istediğim, benim boktan odam ve senin boktan odan yerine, kocaman bomboktan bir süitimiz olabilir.
Nasılsa yine bombok hissedeceksiniz.
Bu karakter bombok olacak.
Bombok değil. Bence hatalısınız.
Yağmur, insanları bombok yapar.
Dünya bombok bir yer olacak.
Bu kasabanın sonu bombok olacak.