Examples of using Burnundaki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Burnundaki şey oksijen!
Sherman hala burnundaki şeyle uğraşıyor.
Ve burnundaki o şeyi çıkar.
Sadece saçındaki yağ ile burnundaki domuz yağı kokusu var.
Burnundaki zincir halka şeysini.
Peki ya burnundaki kıllar?
Burnundaki o şeyden kurtulmanın da zararı olmaz.
Burnundaki halkayı hatırlıyorum.
Burnundaki kırmızı iz… erken saatlerde kitap okuduğunu gösteriyor.
Marial, burnundaki kanı sil.
Seni burnundaki çillerden tanıyorum.
Özellikle de gözlerinin kenarındaki kurumuş gözyaşları ve burnundaki hardal ile.
Eğer bana evet dersen burnundaki hızma gibi….
McBrideın saçındaki, burnundaki ve kulaklarındaki kum tanelerini inceledim ve hiçbiri Afganistan ya da İrandan değil.
Tiksindiricisin, Hart insanoğlunun burnundaki bir siğilsin, ve ben onu söküp atacağım.
Şu şeyi beğendim… Ne diyorlar? Burnundaki zincir halka şeysini.
Burnundaki yaraya bak?
Onun burnundaki ne?
Veya burnundaki yeşil lifleri.
O burnundaki de ne?