Examples of using Button in Turkish and their translations into English
{-}
- 
                        Colloquial
                    
- 
                        Ecclesiastic
                    
- 
                        Ecclesiastic
                    
- 
                        Computer
                    
- 
                        Programming
                    
erkek çocuğa Jemmy Button( FitzRoy onu düğmeleriyle satın almıştı)
Tex Button, ve daha ilk şampiyonasına bu senenin başında katılan ve büyük ses getiren, çaylak oyuncu, Alex Stillman.
Ben Buttondan söz etmiyorum.
Buttonu tekrar görmek isterim, Bayan Barlow.
Buttonun iyileşmesine sevindim.
Buttonu biliyorum.
Annie, Benjamin Buttonun ilgisini çektiğini söyledi. Evet, ama Annie bana.
Annie, Benjamin Buttonun ilgisini çektiğini söyledi. Evet, ama Annie bana.
Annie, Benjamin Buttonun ilgisini çektiğini söyledi. Evet, ama Annie bana.
Neden Belly Buttona gidecek ki?
Neden Belly Buttona gidecek ki?
Buttonun şu anda doktora ihtiyacı var.
Kadın bulmak için Belly Buttona gidecek.
İlk gittiğinde Benjamin, babası olduğunu belli etmeyen Thomas Buttonla tanışır.
Onu boğazından vurduğumda Buttondan çok büyük değildim.
Butto yargılandı ve suçlu bulundu.
Pakistan Başbakanı Zülfikar Ali Butto, asılarak idam edildi.
Zia buttoyu öldürmedi.
Ziya, Buttoyu öldürmedi.
Düşmanca şarkılarını benim yerime şimdi de Buttonsa yöneltiyor.