Examples of using Cainin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Cainin poker ödülüne ne olduğunu çözmeliyiz.
Boğazı kapanıyor. Cainin ameliyatının bir komplikasyonudur.
Bak, seninle Cainin önünde çelişmek istemedim.
Cainin ölmesi ve senin yaşaman hiç de adil değil.
Doc ve Albay Cainin iki adamı.
Muhtemelen Başkan Cainin adamları.
Aynı fikirdysen! eğer Cainin değişikleriyle.
Adamı neredeyse öldürüyordu. Aldım çünkü Cainin haksız deneyi.
Adamı neredeyse öldürüyordu. Aldım çünkü Cainin haksız deneyi.
Ben nereden bileyim onun… Hapishane müdürü Cainin defterinde yazıyordu.
Marsten ve Cainin sana doğru yolda olduklarını
Bu Detektif Cainin fotoğrafı, bilgisayar ile değiştirilmiş… bir şapka ekleyelim,
En sonunda iki ayaklı parazitlerden kurtulacağız… tıpkı Cainin Abelden kurtuluşu gibi.
Highlanders Genel Menajeri Hyrum Cain, Anders Cainin sözleşmesinin feshedildiğini doğruladı.
Kendisi golde 31. Birçok kişi Anders Cainin dengesiz oyununu suçluyor.
Bu suikast Cainin şehirdeki uyuşturucu mücadele kliniğine yapılan ve beş kişinin öldüğü bombalı saldırıdan sonraki son terör eylemiydi.
Cainin romanları otuzlu yıllarda yazılmıştı…
Neyse sonum Cainin tarlasında başında sadece bir haçla yatan Jackin gibi olmadan hemen gitmeyi tercih ederdim.
Cainin Güney Kaliforniya üçlemesinin son kitabında da aynı şey olacaktır.
Cainin romanları otuzlu yıllarda yazılmıştı… alt-orta sınıfın korkularını yansıtıyordu.